"Sosyal Hizmet" sayfasının sürümleri arasındaki fark
18. satır: | 18. satır: | ||
2000’li yıllarda gelişen teknoloji, insan hakları ve temel özgürlüklerine yönelik meydana gelen ilerlemeler, sosyal hizmet mesleğine de pozitif etki yapmıştır. Özellikle 2000’li yıllardan sonra devletlerin kendi ülkesindeki her kişiye yönelik koşulsuz olarak insan onuruna yaraşır bir yaşam standardını yerine getirme zorunluluğu, uluslararası alanda devletlerin varlığını sürdürebilmesinin temel şartı olarak karşımıza çıkmaktadır. | 2000’li yıllarda gelişen teknoloji, insan hakları ve temel özgürlüklerine yönelik meydana gelen ilerlemeler, sosyal hizmet mesleğine de pozitif etki yapmıştır. Özellikle 2000’li yıllardan sonra devletlerin kendi ülkesindeki her kişiye yönelik koşulsuz olarak insan onuruna yaraşır bir yaşam standardını yerine getirme zorunluluğu, uluslararası alanda devletlerin varlığını sürdürebilmesinin temel şartı olarak karşımıza çıkmaktadır. | ||
− | ==Sosyal Hizmet Mesleğinin Türkiye’deki Gelişimi | + | ==Sosyal Hizmet Mesleğinin Türkiye’deki Gelişimi== |
Kurumsal anlamda, özellikle yetim ve öksüz çocukları çalışma alanı içine alan sosyal hizmet, ilk olarak 19. yy. sonlarından itibaren Osmanlı İmparatorluğu döneminde devlet eliyle yürütülmeye başlanmıştır. Ayrıca 1863 yılında kurulan Darüşşafaka, babası ölmüş ve ekonomik durumu iyi olmayan çocuklara eğitim vermek için devlet eliyle kurulmuş bir yapıdır. 1896 yılında dilencilere, yoksullara ve kimsesizlere hizmet vermek için açılan Darülaceze ve Sultan II. Abdülhamid zamanında yetim çocuklara meslek edindirme, yoksul çocuklara barınma hizmeti sunma gibi amaçlarla kurulan Darülhayr-i Ali’de Osmanlı İmparatorluğu zamanında gerçekleştirilen sosyal hizmet uygulamaları şeklinde kabul edilebilir. | Kurumsal anlamda, özellikle yetim ve öksüz çocukları çalışma alanı içine alan sosyal hizmet, ilk olarak 19. yy. sonlarından itibaren Osmanlı İmparatorluğu döneminde devlet eliyle yürütülmeye başlanmıştır. Ayrıca 1863 yılında kurulan Darüşşafaka, babası ölmüş ve ekonomik durumu iyi olmayan çocuklara eğitim vermek için devlet eliyle kurulmuş bir yapıdır. 1896 yılında dilencilere, yoksullara ve kimsesizlere hizmet vermek için açılan Darülaceze ve Sultan II. Abdülhamid zamanında yetim çocuklara meslek edindirme, yoksul çocuklara barınma hizmeti sunma gibi amaçlarla kurulan Darülhayr-i Ali’de Osmanlı İmparatorluğu zamanında gerçekleştirilen sosyal hizmet uygulamaları şeklinde kabul edilebilir. | ||
1941 yılında kabul edilen Asker Ailelerinden Muhtaç Olanlara Yardım Hakkında Kanun ile 1949 yılında çıkartılan Korunmaya Muhtaç Çocuklar Hakkında Kanun vb. yasal düzenlemeler sosyal hizmet alanındaki önemli mevzuat çalışmaları olmuştur. 1950 yılı sonrası dönemde Türkiye’de sosyal hizmet uygulamalarına yönelik gerçekleştirilen çalışmalar, özellikle 1961 Anayasası’nın kabulünün etkisiyle 1960’lı yıllarda büyük bir ivme kazanmıştır. 1950’li yılların sonundan itibaren sosyal hizmet alanına ilişkin profesyonel anlamda meslek elemanları yetiştirilmeye başlanmıştır. | 1941 yılında kabul edilen Asker Ailelerinden Muhtaç Olanlara Yardım Hakkında Kanun ile 1949 yılında çıkartılan Korunmaya Muhtaç Çocuklar Hakkında Kanun vb. yasal düzenlemeler sosyal hizmet alanındaki önemli mevzuat çalışmaları olmuştur. 1950 yılı sonrası dönemde Türkiye’de sosyal hizmet uygulamalarına yönelik gerçekleştirilen çalışmalar, özellikle 1961 Anayasası’nın kabulünün etkisiyle 1960’lı yıllarda büyük bir ivme kazanmıştır. 1950’li yılların sonundan itibaren sosyal hizmet alanına ilişkin profesyonel anlamda meslek elemanları yetiştirilmeye başlanmıştır. | ||
28. satır: | 28. satır: | ||
Tarihsel çerçeve açısından bakıldığında sosyal hizmet mesleği bireyin refahını geliştirmeyi amaçlamaktadır. Sosyal hizmet mesleği insanı bir bütün olarak ele alması nedeni ile insanı açıklamaya, incelemeye ve etkilemeye yönelik sosyoloji, psikoloji, sosyal psikoloji, sosyal antropoloji, biyoloji, tıp, yönetim, ekonomi ve hukuk ile ilgili ilim alanları ile bir arada çalışmaktadır. Ayrıca sosyal hizmet uygulamalı bir disiplin olması nedeni ile uygulama alanından gelecek bilgi de mesleğin bilgi temelini geliştirme açısından önemlidir. | Tarihsel çerçeve açısından bakıldığında sosyal hizmet mesleği bireyin refahını geliştirmeyi amaçlamaktadır. Sosyal hizmet mesleği insanı bir bütün olarak ele alması nedeni ile insanı açıklamaya, incelemeye ve etkilemeye yönelik sosyoloji, psikoloji, sosyal psikoloji, sosyal antropoloji, biyoloji, tıp, yönetim, ekonomi ve hukuk ile ilgili ilim alanları ile bir arada çalışmaktadır. Ayrıca sosyal hizmet uygulamalı bir disiplin olması nedeni ile uygulama alanından gelecek bilgi de mesleğin bilgi temelini geliştirme açısından önemlidir. | ||
− | + | ||
10.01, 22 Nisan 2021 tarihindeki hâli
Sosyal Hizmet Mesleğinin Dünyadaki Gelişimi
Sosyal hizmet mesleğinin gelişiminde 19. yüzyılın sonu 20. yüzyılın başı oldukça önemlidir. ABD’de 1890’ların başında yaşanan ekonomik kriz hayırseverlik teşkilatları ve diğer gönüllü hayırseverlik yaklaşımına sahip sosyal refah organizasyonları, çaresizlik içindeki ailelerin yaşamasına yardımcı olmak için hizmetlerini etkin hale getirmiştir. Bu, sosyal bilimcilerin ve gönüllü sosyal refah kurumlarının liderlerinin, hayırseverlik faaliyetlerinin etkililiğini arttırabilecek genel ilkelerin gelişmesi hakkında konuşmaya başladığı dönemdir. Bu dönemde ayrıca hayırseverlik teşkilatlarında çalışanlar için sistematik eğitimin başladığı ve bu teşkilatlarda çalışanların kendilerini sosyal hizmet uzmanı olarak ifade etmeye başladıkları bir süreçtir.
1899’da Şikago’da ilk çocuk mahkemesi kurulmuştur. Yakalanan çocukların yetişkin suçlularla aynı ortamda kalmasının yaratacağı olumsuz etkiden dolayı çocukların ayrı bir mekanda cezalarını çekmeleri görüşü belirginlik kazanmıştır. Dolayısıyla çocuk mahkemeleri ve ıslahevleri gelişmeye başlamıştır. Sosyal kişisel çalışmanın hastanelerde uygulanabilmesi ilk kez 1905’de gerçekleşmiştir. Sosyal hizmet uzmanları, hastayı taburcu olduktan sonra evinde izlemek, ailesinin ekonomik durumunu araştırmak, hastalığın tekrarını ve yayılasını önlemek için uygulanacak kurallar konusunda aileyi bilgilendirmek üzere hastanın evine gönderilmiştir. Teşhis ve tedavi kavramının sosyal kişisel çalışmaya girmesi bu sayede olmuştur.
I.Dünya Savaşı, sosyal hizmet için yeni alanlar açmış ve mesleği yeni açılımlara yöneltmiştir. 1917 yılı meslek için dönüm noktası olmuştur. Yaşanan savaş nevrozu ve ordunun yeni tutumu psikiyatri alanında eğitilmiş sosyal hizmet uzmanlarına olan ihtiyacı arttırmıştır. Psikiyatrik sosyal hizmetin temeli bu sayede atılmıştır. 1919’a kadar on yedi sosyal hizmet okulu kurulmuş ve bu okullar Amerikan Sosyal Hizmet Okulları Birliği (American Association of School of Social Work)’ni oluşturmuştur. 1920’ler boyunca grup çalışması formal bir kalıp haline gelmeye başlamıştır. İnsan gelişimindeki yeni kavramlar, birey ve grup ilişkileri üzerindeki vurgu sosyal hizmet eğitimindeki yerini almıştır.
I.Dünya Savaşı’ndan sonra toplum örgütlenmesi sosyal hizmet uygulamasında özel bir yöntem olarak gelişmeye başlamıştır. 1939’da Ulusal Sosyal Hizmet Konferansı’nda sunulan ‘Toplum Örgütlenmesi Alanı’ başlıklı Lane Raporu çağdaş literatürün başlangıcı olmuştur.
II. Dünya Savaşı sorasında çeşitli kuruluşlarda istihdam edilen sosyal hizmet uzmanı sayısı giderek artmıştır. 1947 yılında Ulusal Ruh Sağlığı Yasası’nın kabul edilmesi ve 1955’de Ulusal Sosyal Hizmet Uzmanları Derneği’nin kurulması ile sosyal hizmet mesleği adına gelişmeler ivme kazanmıştır
1950’li yıllardan itibaren sosyal hizmet mesleği hümanist ve varoluşçu görüşlerden etkilenmiştir. 1960’lı yılların tüm dünyada bir özgürlük hareketinin yaşanması sonucunda sosyal bilimlerde farklı akımlar görülmeye başlanmış ve ideolojik yaklaşımların sosyal hizmeti de etkilediği görülmüştür. 1970’li yıllardan itibaren çevreyi ve bireyi ayrı ayrı ele alan analitik yaklaşımdan farklı olarak, birey ile fiziksel ve sosyal çevresinin oluşturduğu karmaşık düzeni bütüncül bir şekilde ele alan yaklaşım benimsenmiştir. 1975-1990 yılları arasında sosyal hizmet mesleğinde lisans ve lisansüstü sosyal hizmet uzmanlarının farklı rollerine dikkat çekilmiş ve genelci uygulamanın kavramsallaşmasına ilgi artmıştır. 1990’lı yıllardan sonra küresel boyuttaki değişimlerin meslek üzerindeki etkisi önemli hale gelmiştir. Mesleğin 21. Yüzyılda bir değişim yaşaması ve yeni koşullara uyum sağlaması gerekliliği vurgulamaktadır.
2000’li yıllarda gelişen teknoloji, insan hakları ve temel özgürlüklerine yönelik meydana gelen ilerlemeler, sosyal hizmet mesleğine de pozitif etki yapmıştır. Özellikle 2000’li yıllardan sonra devletlerin kendi ülkesindeki her kişiye yönelik koşulsuz olarak insan onuruna yaraşır bir yaşam standardını yerine getirme zorunluluğu, uluslararası alanda devletlerin varlığını sürdürebilmesinin temel şartı olarak karşımıza çıkmaktadır.
Sosyal Hizmet Mesleğinin Türkiye’deki Gelişimi
Kurumsal anlamda, özellikle yetim ve öksüz çocukları çalışma alanı içine alan sosyal hizmet, ilk olarak 19. yy. sonlarından itibaren Osmanlı İmparatorluğu döneminde devlet eliyle yürütülmeye başlanmıştır. Ayrıca 1863 yılında kurulan Darüşşafaka, babası ölmüş ve ekonomik durumu iyi olmayan çocuklara eğitim vermek için devlet eliyle kurulmuş bir yapıdır. 1896 yılında dilencilere, yoksullara ve kimsesizlere hizmet vermek için açılan Darülaceze ve Sultan II. Abdülhamid zamanında yetim çocuklara meslek edindirme, yoksul çocuklara barınma hizmeti sunma gibi amaçlarla kurulan Darülhayr-i Ali’de Osmanlı İmparatorluğu zamanında gerçekleştirilen sosyal hizmet uygulamaları şeklinde kabul edilebilir. 1941 yılında kabul edilen Asker Ailelerinden Muhtaç Olanlara Yardım Hakkında Kanun ile 1949 yılında çıkartılan Korunmaya Muhtaç Çocuklar Hakkında Kanun vb. yasal düzenlemeler sosyal hizmet alanındaki önemli mevzuat çalışmaları olmuştur. 1950 yılı sonrası dönemde Türkiye’de sosyal hizmet uygulamalarına yönelik gerçekleştirilen çalışmalar, özellikle 1961 Anayasası’nın kabulünün etkisiyle 1960’lı yıllarda büyük bir ivme kazanmıştır. 1950’li yılların sonundan itibaren sosyal hizmet alanına ilişkin profesyonel anlamda meslek elemanları yetiştirilmeye başlanmıştır.
1959 yılında 7533 sayılı Sosyal Hizmetler Enstitüsü Kurulmasına Dair Kanun kabul edilmiştir. Bu kanuna istinaden Ankara’da 1961 yılında Sosyal Hizmetler Akademisi kurulmuştur. Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığı bünyesinde verilen sosyal hizmete ilişkin görevler ve yetkiler, 1963 yılına gelindiğinde Sosyal Hizmetler Genel Müdürlüğü’ne devredilmiştir. Sosyal Hizmetler Genel Müdürlüğü 1983 yılına kadar hizmet verdikten sonra Çocuk Esirgeme Kurumu ile birleştirilerek Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu olarak hizmet vermeye başlamıştır.
Türkiye’deki sosyal hizmet uygulamalarını, 1986 yılında Başbakanlığa bağlı olarak kurulan Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışmayı Teşvik Fonu, Aile Araştırma Kurumu (1989), Kadının Statüsü ve Sorunları Başkanlığı (1990) ve Özürlüler (Engelliler) İdaresi Başkanlığı (1997) gibi kurumların kurulması takip etmiştir. Bu kurumların birbirinden bağımsız ve kısmen de habersiz olarak faaliyet göstermesi sistemsiz ve adaletsiz sosyal hizmet uygulamalarına neden olmuştur. Bu anlamda sosyal refah hizmetlerinin tek bir çatı altında toplanması gerektiği fikri gündeme getirilmiş ve 2011 yılında çıkarılan Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı (ASPB) kurulmuştur. Bakanlığın kurulması ile birlikte kamusal alanda sosyal hizmet uygulaması gerçekleştiren tüm kurum/kuruluşlar genel müdürlük veya daire başkanlığı olarak tek bir çatı altında toplanmıştır. Tarihsel çerçeve açısından bakıldığında sosyal hizmet mesleği bireyin refahını geliştirmeyi amaçlamaktadır. Sosyal hizmet mesleği insanı bir bütün olarak ele alması nedeni ile insanı açıklamaya, incelemeye ve etkilemeye yönelik sosyoloji, psikoloji, sosyal psikoloji, sosyal antropoloji, biyoloji, tıp, yönetim, ekonomi ve hukuk ile ilgili ilim alanları ile bir arada çalışmaktadır. Ayrıca sosyal hizmet uygulamalı bir disiplin olması nedeni ile uygulama alanından gelecek bilgi de mesleğin bilgi temelini geliştirme açısından önemlidir.
Sosyal Hizmet Bölümü Broşürleri
Sosyal Hizmet Bölümü Etkinlikleri