Prof.Dr.Mehmet Emin Korkmaz Röportajı

Güven Tarihçe sitesinden
Mehmet.Gurbuz (mesaj | katkılar) tarafından oluşturulmuş 14.56, 2 Haziran 2021 tarihli sürüm
(fark) ← Önceki hâli | Güncel sürüm (fark) | Sonraki hâli → (fark)
Gezinti kısmına atla Arama kısmına atla
Prof.Dr.Mehmet Emin Korkmaz


Mehmet Emin Korkmaz-Doktor-28.05.2021


“Güven Hastanesi, bir ilerleme hikayesi”

Prof. Dr. Mehmet Emin Korkmaz; hekimlik serüveni boyunca, kalp damarları arasında yaptığı yolculuklarda yüzlerce hayata tutunma öyküsünün kahramanı oldu. Başarılarıyla Güven’de izi kalan ve hala çalışmalarıyla adından söz ettiren Prof. Dr. Mehmet Emin Korkmaz’dan; Güven’i, Güven’in ilerleyeşini, Aysun ve Ahmet Hoca’yı dinledik.

1-Kendinizi tanıtabilir misiniz?

Ben Mehmet Emin Korkmaz. İç Hastalıkları ve Kardiyoloji Uzmanı olarak çalışmaktayım. Uzun yıllar akademisyenlik yaptım. Kardiyoloji bölümünde öğretim üyeliği yaptım. Girişimsel kardiyoloji ile ilgilenmekteyim fakat kardiyolojinin bütün dallarında, hem pratik hem de teorik olarak ilgilendiğim alanlar var.

2-Güven Sağlık Grubunda çalışmaya ne zaman ve nasıl başladınız?

Eşim Profesör Meliha Korkmaz, Güven Hastanesinde Nükleer Tıp Uzmanı olarak çalışmaktaydı. Ben de o dönemler Başkent Üniversitesinde profesör olarak çalışmaktaydım fakat akademik hayatımı sonlandırmak istiyordum. 2003 yılında özel muayene açtım. Sanırım muayenemi açalı birkaç ay olmuştu. Aysun Küçükel Hanım, benimle tanışmak istedi. Güven Hastanesine davet edip konuşmak istedi. Hiç unutmuyorum beni, ne iş hakkında ne de para hakkında konuşma yapmadan, “Hayırlı olsun hocam. Geldiniz, başladınız.” diyerek karşıladı ve elimi sıktı. Hakikaten de hiçbir ayrıntıyı konuşmamıştık. Böylece 2003 senesinde, Güven Hastanesinde çalışmaya başladım. Aynı zamanda uzun yıllar Güven Hastanesinde, Kardiyoloji Bölüm Başkanlığı görevini üstlendim.


3-Güven Sağlık Grubunda çalıştığınız süre boyunca hangi görevlerde bulundunuz?

Güven Hastanesinde çalışmaya başladığım andan bugüne kadar Kardiyoloji Bölüm Başkanlığı ve Kardiyoloji Uzmanlığı yaptım. Girişimsel Kardiyolog olarak çalıştım. Bütün girişimsel işlemler, başlangıçta benim tarafımdan yapılırdı. Çünkü o zamanlar kardiyoloji ekibi yoktu. Neredeyse tek kişiydim. Elektrofizyolojik çalışmaları ve piller dahil olmak üzere çoğu işlem benim tarafımdan yapılırdı. Zamanla ekip büyüdü. Kardiyoloji, alt bölümlerine ayrıldı.

4-Mesleğiniz ile ilgili bilgi verip, GSG’de unutamadığınız bir mesleki anınızı kısaca paylaşabilir misiniz?

Aslında çok spesifik ve heyecan verici bir anıdan bahsetmekten ziyade, Güven Hastanesinin genel ortamından bahsetmem daha doğru olur. Unutamadığım anlar, kaybettiklerimiz, hayatını kurtardığımız, iyi ilişkiler kurduğumuz insanlar var fakat bunlar spesifik hekimlik maceraları. Ama ben; o zamanlarda, farklı bir nesil ile farklı bir iş yapıldığını düşündüğümü, söylemek istiyorum. Her şey para kazanmak değildi. Tıp da, Türkiye de çok değişti. Bu süre içerisinde biz de değiştik. Beni en çok etkileyen ortam; yardım etmek, hastaya fayda sağlamak, onun hayatına ve kaderine etkili olabilmek... Esas tatmin eden bu durumdu. Güven Hastanesinde böyle bir ortam vardı. Uzun yıllar böyle sürdü. Tıbbın metalaşmadığı ya da bu kadar metalaşmadığı bir dönemdi. Güzel bir dönemdi. Bunu belirtmek isterim.

5-Dr. Aysun Küçükel ve Dr. Ahmet Küçükel sizin için ne ifade ediyor?

Aysun Hanım’ı da Ahmet Bey’i de çok severdim. Dürüst insanlardı. Her ikisi de hekimdi. Hekim olmalarının getirdiği çok önemli farklılıkları vardı. Biraz önce bahsettiğim gibi eski nesil bir tıp anlayışımız vardı. Deontolojiye çok önem verilirdi. Hekimler arası saygı gelişmişti. O yüzden her ikisini de saygı ve rahmetle anıyorum. Hiçbir zaman baskı yapılmadı. Her zaman, hastaların doktoru tarafından değerlendirilmesi istenirdi. Şu şöyle yapılsın bu böyle olsun, bundan daha çok gelir elde ederiz, gibi bir düşünce yapıları hiç olmadı. Saygıdeğer, çalışkan ve dürüst insanlardı. Umarım biz de arkamızda böyle bir isim bırakırız.

6-Dr. Aysun Küçükel ve Dr. Ahmet Küçükel ile olan bir anınızı kısaca anlatabilir misiniz?

O kadar çok anım var ki... Güven Hastanesinin 40. yıl toplantılarını hatırlıyorum. O toplantıların organizasyonunda çalışmıştım. Ahmet Hoca’nın sabah vizitlerini hatırlıyorum. Haftada birkaç gün dolaşırdı. Odaya, “Hocaların hocası” diyerek girerdi.

Aysun Hanım’nın çalışanlarına gösterdiği şefkati, ayrılanlara gösterdiği sevgiyi, çalışanlarının haklarını vermek için çabalayışını hatırlıyorum. Onlar ile ilgili iyi şeyler hatırlıyorum. Spesifik olarak o gün öyleydi, bugün böyleydi diye anlatmaktan ziyade, onlar hakkında tarihe bırakmak istediklerim; saygıları, sevgileri, hümanist yaklaşımları, tıbba verdikleri değer... Esas olarak bunları vurgulamak isterim.

7-Güven Hastanesi sizin için ne ifade ediyor?

Güven Hastanesi, profesyonel meslek hayatımın çok önemli bir bölümünü kaplıyor. Gelişimimde ve tıbbi pratiğimde çok önemli bir yer tutuyor. Önemli vakaları burada gördüm, çok sayıda hasta ile burada karşılaştım. Kapak hastalıkları, aort kapak girişimlerini, konjektral kapak girişimilerini ve yenilikleri burada gerçekleştirdim. Bu yüzden, çalışmalarım ve mesleki tatminim açışından oldukça mühim bir yer burası. Gece acil vakalardan tutun da sabaha kadar hasta başında beklemelere kadar çok fazla hasta ve tanı ile karşı karşıya geldim. İyileşen insanlardan aldığım tatmini ise tarif etmem mümkün değil. Kısacası mesleki tatmimin açısından oldukça önemli bir yer Güven Hastanesi. Hayatımın çok önemli bir kısmı burada geçti.

8-Güven Sağlık Grubunun başladığı nokta ile geldiği noktayı kıyasladığınız neler söyleyebilirsiniz?

Öncelikle, çok büyüdüğünü söyleyebilirim. Kapasite ve sayı olarak çok büyüdü. Başlangıçta bina da yer de küçüktü. Yeni blokların inşa edilmesi ile birlikte kapasite çok arttı. Kardiyoloji ve Kalp Damar Cerrahisi başat bir rol oynadı. Bu iki bölüm, hastaların tercihinde önemli bir yer tuttu. Zamanla, doğru bir karar ile diğer bölümler de gelişmeye ve büyümeye başladı. Başlangıçta, Kardiyoloji, Kalp Damar Cerrahisi, Kadın Hastalıkları ve Doğum Bölümü gibi sınırlı alanlarda hizmet verirken, zamanla yeni bölümler açıldı. Şu an tam teşekküllü bir hastaneye dönüştü. Bu çok güzel bir şey.

Güven Hastanesi, teknolojik takipte hiçbir zaman geri kalmadı. Tıbbi kadrosu her zaman iyi oldu. Daima gelişim ve büyüme odaklı oldu. Hiçbir zaman yerinde duran bir kurum olmadı. Sürekli gelişti. Bunların her birinin de hastaneye katkısının olduğunu düşünüyorum. Güven Hastanesi, bir ilerleme hikayesi...Bu gerçeği kabul etmek lazım.

Varsa eklemek istedikleriniz…

Aysun Hoca ve Ahmet Hoca’ya minnettarlık duyduğumu söylemek isterim. Onları daima rahmetle anıyorum.