Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı Hastalıkları Hakkında
Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı Hastalıkları Hakkında
Çocuk ve ergen psikiyatrisi, bebek ve çocukların doğumundan başlayarak ergenlik dönemi sonuna kadar (18-20’li yaşlar) ruhsal, bilişsel, akademik ve sosyal alanlardaki gelişimsel süreçlerini, bu gelişimsel süreçlerdeki aksamaları, ruhsal bozuklukları, akademik ve sosyal işlevsellikleri ile ilgilenir. Çocuk ve ergen psikiyatrisi 6 yıllık tıp fakültesi eğitimini takiben alınan 4 veya 5 yıllık üst ihtisas dalıdır.
Çocuk ve gençlerin bilişsel, cinsel, akademik ve sosyal alanlardaki gelişimlerinin izlenmesi, beslenme ve dışkılama alışkanlıkları, aile ilişkileri, çocuk yetiştirme tarzları konularında ailelere danışmanlık verilmesi, sağlıklı gelişimin dışına çıkılan ruhsal bozuklukların bireysel ve aile terapileri, ilaç tedavileri çocuk ve ergen psikiyatrisinin çalışma alanlarıdır.
Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı Hastalıkları Hizmetleri
Çocuk ve ergen psikiyatrisinin ele aldığı ruhsal bozukluklar nelerdir?
Zihinsel (anlaksal) gelişimsel bozukluk nedir?
Anlıksal yeti yitimi kavramsal, toplumsal ve kılgısal (uygulamalı) alanlarda, hem bilişsel hem de uyumsal işlev eksikliklerini kapsayan, gelişimsel evre sırasında başlayan bir bozukluktur. Uslamlama (akıl yürütme), sorun çözme, tasarlama, soyut düşünme, yargılama, okulda öğrenme ve deneyimlerinden öğrenme gibi anlıksal işlevlerde yaşına uygun gelişim göstermeme ile karakterizedir.
Otistik bozukluk nedir?
Bireyin olağandışı toplumsal yaklaşımı, karşılıklı konuşmanın olmaması ya da yetersizliği, ilgilerini, duygularını ya da duygulanımını paylaşama, toplumsal etkileşimi başlatamama gibi belirtileri olan bozukluktur. Bunların yanı sıra; toplumsal-duygusal karşılıklık eksikliği, sözel ve sözel olmayan iletişim yetersizliği, göz teması ve beden dilinde olağandışılıklar ya da el-kol devinimlerini anlama ve kullanma eksiklikleri, yüz ifadesini ve sözel olmayan iletişimin yetersizliği gibi toplumsal etkileşim için kullanılan sözel olmayan iletişim davranışlarında eksiklikler gibi belirtiler görülebilmektedir. Diğer belirtileri; basmakalıp ya da yineleyici devinsel eylemler (hareketler) nesne kullanımları (nesneleri sürekli döndürme gibi) ya da konuşma, söylenenlerin papağan gibi tekrarlanması (ekolali), kendine özgü deyişler kullanma, aynılık konusunda direnmedir. Ayrıca, sıradanlık dışına esneklik göstermeme ya da törensel sözel ya da sözel olmayan davranışlar, kısıtlı, değişkenlik göstermeyen ilgi alanı gibi belirtilerle karakterize gelişimsel bozukluktur.
Dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu nedir?
Dikkat sorunları, aşırı hareketlilik ve dürtüsel davranışlar gösterme alanlarının birinde ya da hepsinde bireyin öğrenme, okul, aile ve arkadaşlık ilişkilerinde önemli sorunlar oluşturacak düzeyde bozulma olmasıdır.
• Dikkat sorunlarının belirtileri nelerdir?
Birey çoğu kez ayrıntılara özen göstermez ya da okul çalışmalarında (derslerde), dikkatsizce yanlışlar yapar. Ayrıntıları gözden kaçırır ya da atlar. Ders yaparken veya oyun oynarken dikkatini sürdürmekte güçlük çeker. Direkt kendisine doğru konuşulurken, dinlemiyor gibi görünür, verilen yönergeleri izlemez ve okulda verilen görevleri, sıradan günlük işleri ya da işyeri sorumluluklarını tamamlayamaz. İşleri ve etkinlikleri düzenlemekte güçlük çeker, zihinsel çaba gerektiren işlerden kaçınır, bu tür işleri sevmez ya da bu tür işlere girmek istemez, görev ve etkinlikleri için gerekli nesneleri kaybeder, dış uyaranlarla dikkati kolaylıkla dağılır, günlük etkinliklerinde unutkandır.
• Aşırı hareketlilik ve dürtüsellik belirtileri nelerdir?
Çoğu kez, kıpırdanır ya da ellerini ya da ayaklarını vurur ya da oturduğu yerde kıvranır. Oturmasının beklendiği durumlarda oturduğu yerden kalkar, uygunsuz ortamlarda, ortalıkta koşturur durur ya da bir yerlere tırmanır, boş zaman etkinliklerine sessiz bir biçimde katılamaz ya da sessiz bir biçimde oyun oynayamaz. Her an hareket halindedir, “motor takılmış” gibi davranır, aşırı konuşur, sorulan soru tamamlanmadan yanıtını yapıştırır, sırasını bekleyemez, başkalarının sözünü keser ya da araya girer.
Dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğunun tanısı nasıl konmaktadır?
Dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğunun varlığından söz edebilmek için belirtilerin yedi yaştan önce başlaması, okul ve ev gibi en az iki ortamda görülmesi, süreklilik göstermesi ve günlük yaşamı etkileyecek boyutta olması gerekir. Okul öncesi çocuklarda tanı koymak zordur, çünkü küçük çocukların çoğu hareketlidir ve davranışları değişkenlik gösterir. Bu durumda en önemlisi zaman içinde değerlendirme yaparak gelişimin izlenmesidir. Değerlendirme yapan uzman, klinik gözlemleri, muayene bulgularını, psikometrik test sonuçlarını aile ve öğretmenden aldığı bilgilerle birleştirerek tanıya ulaşır.
Özel Öğrenme Güçlükleri
Özel öğrenme güçlüğü, zekası normal ya da normalin üstünde olan bir çocuğun, dinleme, düşünme, anlama, kendini ifade etme, okuma-yazma, matematik becerilerinde yaşıtlarına ve zekasına oranla düşük başarı göstermesidir.
Özel öğrenme güçlüğünde; işittiğini ve gördüğünü anlayamama yani işitsel ve görsel algı becerileri, bilginin işlenmesinin zaman alması yani işleme hızı, bilginin doğru yer ve düzen içinde işlenmesi yani organizasyon gibi alanlarda güçlükler yaşanmaktadır. Güçlük yaşanan diğer alanlar; bilginin kısa ve uzun süreli bellekte depolanması ve geri çağrılması yani bellek, gördüğünü kopya etmek, yazı yazmak, makasla kesmek gibi ince motor beceriler, zıplamak, yürümek, koşmak, sürünmek gibi kaba motor beceriler, gerekli zaman süresince bir şeye odaklanmak yani dikkat, sembollerin yorumlanması yani soyutlama ve diğerleri ile yeterli etkileşim yani sosyal yeterlilik olarak sıralanabilir.
Disleksi olarak adlandırılan okuma güçlüğü, disgrafi olarak adlandırılan yazma güçlüğü, diskalkuli olarak adlandırılan matematik güçlüğü ve bunların birleşimi şeklinde olabilir.
İstençdışı devinim bozuklukları yani tik bozuklukları nedir?
Klinik açıdan belirgin bir sıkıntıya ya da toplumsal, işle ilgili alanlarda ya da önemli diğer işlevsellik alanlarında işlevsellikte düşmeye neden olan, istençdışı devinimler veya ses çıkarmayla seyreden bozukluklardır. Genellikle ağız-yüz çevresi burun hareketleri, göz kırpma, omuz oynatma ya da ses çıkartma şeklinde olabilir.
Psikotik bozukluklar nelerdir?
Sanrılar, varsanılar, sık sık konudan sapma gösterme ya da anlaşılmaz konuşma gibi darmadağın konuşma, ileri derecede dağınık davranış ya da hareketsiz kalma olarak bilinen katatoni davranışı ile seyreden düşünce, algı bozukluklarıdır.
Depresyon bozukluğu nedir?
Çökkün duygudurum, neredeyse her gün, günün büyük bir bölümünde üzüntülü olma, kendini boşlukta hissetme ya da umutsuzluk, etkinliklere karşı ilgide belirgin azalma ya da bunlardan zevk almama durumu, yeme isteğinde azalma ya da artma, uykusuzluk ya da aşırı uyuma, değersizlik ya da uygunsuz suçluluk duyguları, düşünmekte ya da odaklanmakta güçlük çekme ya da kararsızlık yaşama, yineleyici ölüm düşünceleri belirtilerini gösteren bozukluktur.
İkuçlu (bipolar) bozukluk nedir?
Mani döneminde: kabarmış, taşkın duygudurum, benlik saygısında abartılı bir artış ya da büyüklük düşünceleri, her zamankinden daha konuşkan olma ya da konuşmaya tutma gibi belirtiler gösteren bozukluktur. Diğer belirtileri; düşünce uçuşması ya da düşüncelerinin sanki birbiriyle yansıyor gibi birbiri ardı sıra gelmesi, aşırı para harcama, düşüncesizce cinsel girişimlerde bulunma ya da gereksiz iş yatırımlan yapma gibi kötü sonuçlar doğurabilecek etkinliklere daha çok ya da aşırı katılma, uyku gereksiniminde azalma olarak sıralanabilir. Depresif dönemde ise yukarıda tarif edilen depresyon bozukluğu belirtileri ortaya çıkmaktadır.
Ayrılma kaygısı bozukluğu nedir?
Evden ya da bağlandığı başlıca kişilerden ayrılacak gibi olduğunda ya da ayrıldığında hep aşırı tasalanma durumudur. Bağlandığı başlıca kişileri yitireceği ya da bu kişilerin başına, hastalık, yaralanma, yıkım, ölüm gibi kötü bir olay geleceğiyle ilgili olarak, sürekli bir biçimde, aşırı tasalanma, ayrılma korkusundan ötürü, okula, işe ya da başka bir yere gitmek için dışarı çıkmayı, evden uzaklaşmayı hiç istememe gibi belirtilerle seyreder.
Evde ya da başka ortamlarda tek başına kalmaktan ya da bağlandığı başlıca kişilerle birlikte olmamaktan, sürekli bir biçimde, aşırı korku duyma ya da bu konuda isteksizlik gösterme, evinin dışında ya da bağlandığı başlıca kişilerden biri yanında olmadan uyuma konusunda isteksizlik gösterme diğer belirtileridir. Bunların yanı sıra; ayrılma konusunu da içeren karabasanlar görme, bağlandığı başlıca kişilerden ayrıldığında ya da ayrılacak gibi olduğunda baş ağrıları, karın ağrıları, bulantı, kusma gibi bedensel belirtiler oluşturan durumdur.
Seçici konuşmazlık nedir?
Başka durumlarda konuşuyor olmasına karşın, konuşmasının beklendiği özgül toplumsal durumlarda, okulda ya da yabancı kişilerin yanında sürekli bir biçimde, konuşamıyor olma durumudur.
Panik bozukluğu nedir?
Yineleyen ve beklenmedik şekilde ortaya çıkan, dakikalar içinde doruğa ulaşan yoğun bir korku ya da yoğun bir içsel sıkıntının bastırdığı bir durumdur. Bu sırada çarpıntı, terleme, titreme, soluğun daraldığı ya da boğuluyor gibi olma duyumu, göğüs ağrısı ya da göğüste sıkışma gibi belirtiler ortaya çıkar. Ayrıca; bulantı ya da karın ağrısı, baş dönmesi, ayakta duramama, sersemlik ya da bayılacak gibi olma duyumu, üşüme, ürperme ya da ateş basması duyumu, uyuşmalar, gerçekdışılık ya da kendine yabancılaşma, denetimini yitirme, “çıldırma” ya da ölüm korkusu gibi belirtiler de görülebilir.
Kaygı bozukluğu nedir?
Çoğu zaman, işte ya da okulda başarı gösterebilme gibi olaylar ya da etkinliklerle ilgili olarak, aşırı bir kaygı ve kuruntu yani kaygılı beklenti hissetme durumudur. Ayrıca, dinginleşememe (huzursuzluk) ya da gergin ya da sürekli diken üzerinde olma, kolay yorulma, odaklanmakta güçlük çekme ya da zihnin boşalması, kolay kızma, kas gerginliği, uyku bozukluğu (uykuya dalmakta ya da uykuyu sürdürmekte güçlük çekme ya da dinlendirmeyen, doyurucu olmayan bir uyku uyuma) gibi belirtiler mevcuttur.
Takıntı-zorlantı bozukluğu (Obsesif-kompulsif bozukluk) nedir?
Takıntılar diğer adıyla obsesyonlar, kimi zaman zorla ve istenmeden geliyor gibi yaşanan, çoğu kişide belirgin bir kaygı ya da sıkıntıya neden olan, yineleyici ve sürekli düşünceler, itkiler ya da imgeler olmasıdır. Zorlantılar olarak bilinen kompulsiyonlar; kişinin takıntısına tepki olarak ya da katı bir biçimde uyulması gereken kurallara göre yapmaya zorlanmış gibi hissettiği el yıkama, düzenleme, denetleyip durma gibi yinelemeli davranışlar ya da dinsel değeri olan sözler söyleme, sayı sayma, sözcükleri sessiz bir biçimde yineleme gibi
zihinsel eylemlerdir. Bu davranışlar ya da zihinsel eylemler, yaşanan kaygı ya da sıkıntıdan korunma ya da bunları azaltma ya da korkulan bir olay ya da durumdan sakınma amacıyla yapılır; ancak bu davranışlar ya da zihinsel eylemler, yüksüzleştireceği ya da korunulacağı tasarlanan durumlarla gerçekçi bir biçimde ilişkili değildir ya da açıkça aşırı bir düzeydedir.
Örselenme sonrası gerginlik (travma sonrası stres) bozukluğu nedir?
Doğrudan örseleyici olay(lar) yaşama ya da başkalarının başına gelen olay(lar)ı, doğrudan doğruya görme (bunlara tanıklık etme) veya bir aile yakınının ya da yakın bir arkadaşının başına örseleyici olay(lar) geldiğini öğrenme gibi durumlar sonrasında olay(lar) yeniden oluyormuş gibi hissedilen ya da davranılan bozukluktur. Çözülme (dissosiyasyon) tepkileri (örn. geçmişe dönüşler), örseleyici olay(lar)ı simgeleyen ya da çağrıştıran iç ya da dış uyaranlarla karşılaşınca yoğun ya da uzun süreli bir ruhsal sıkıntı yaşama, örseleyici olay(lar)ın simgeleyen ya da çağrıştıran iç ya da dış uyaranlara karşı fizyolojiyle ilgili belirgin tepkiler gösterme gibi belirtilere neden olur.
Yeme bozuklukları nelerdir?
Anoreksiya nervoza; gereksinimlere göre kalori (enerji) alımını kısıtlama tutumu, kişinin yaşı, cinsiyeti, gelişimsel olarak izlediği yol ve beden sağlığı bağlamında belirgin bir biçimde düşük bir vücut ağırlığının olmasına yol açar. Kilo almaktan ya da şişmanlamaktan çok korkma ya da belirgin bir biçimde düşük vücut ağırlığında olmasına karşın kilo almayı güçleştiren sürekli davranışlarda bulunma, vücut ağırlığını ya da biçimini nasıl algıladığıyla ilgili bir bozukluk vardır. Kişi, kendini değerlendirirken vücut ağırlığı ve biçimine yersiz bir önem yükler ya da o sıradaki düşük vücut ağırlığının önemini hiçbir zaman kavrayamaz.
Bulimiya nervoza; yineleyici tıkınırcasına yeme dönemleri ardından kilo almaktan sakınmak için, kendi kendini kusturma, müsil (laksatif) ilaçlan, idrar söktürücü (diüretik) ilaçlan ya da diğer ilaçlan yanlış yere kullanma, neredeyse hiç yememe ya da aşırı spor yapma gibi yineleyen, uygunsuz ödünleyici davranışlarda bulunma belirtileri ile karakterize bir bozukluktur.
Dışa atım bozuklukları nelerdir?
Bağırsak ve mesane denetimi kazanması beklenen yaşa ulaşmasına karşın idrarın gece yatağa veya gündüz giysilere yapılması yani enürezis veya dışkının uygunsuz yerlere kaçırılması yani enkoprezisdir.
Uyku bozuklukları nelerdir?
Aşırı uyuma, uyku düzeninde kaymalar, uyurgezerlik, karabasanlar ve tekrarlayan kabuslar şeklinde görülen bozukluklardır.
Cinsel kimliğinden yakınma yani hoşnut olmama nedir?
Karşı cinsten olmayı çok isteme ya da karşı cinsten olduğu konusunda diretme durumudur. Karşı cinsin giysilerini giymek isteme ya da ileri derecede öykünme, imgesel ya da düşlemsel oyunlarda karşı cinsin yerine geçmeyi çok isteme, genelde karşı cinsin oynadığı oyuncakları, oyunları ya da etkinlikleri oynamayı çok isteme, oyun arkadaşlarını karşı cinsten seçmeyi çok isteme gibi belirtilerle ortaya çıkar.
Karşı olma karşı gelme ve davranım bozuklukları nelerdir?
Yetişkinlerle ve yaşıtlarıyla aşırı tartışmaya girmek, öfke nöbetleri, yaralayıcı silahlar taşıma bunları kullanma, eşyalara veya hayvanlara zarar verme, diğer bireylerin zarar göreceğini bildiği davranışlarda bulunma, çalma ya da kandırma davranışları gösterme gibi belirtiler gösteren durumlardır.