İbrahim Kurt

Güven Tarihçe sitesinden
Admin (mesaj | katkılar) tarafından oluşturulmuş 10.27, 3 Aralık 2020 tarihli sürüm ("''İbrahim Kurt - Röntgen Teknisyeni'' B Blok’a geldiğimizde 80 kişilik bir aileydik. Aysun Hanım Ahmet Bey ve kızları ile. Oraya geldiğimizde küç..." içeriğiyle yeni sayfa oluşturdu)
(fark) ← Önceki hâli | Güncel sürüm (fark) | Sonraki hâli → (fark)
Gezinti kısmına atla Arama kısmına atla

İbrahim Kurt - Röntgen Teknisyeni

B Blok’a geldiğimizde 80 kişilik bir aileydik. Aysun Hanım Ahmet Bey ve kızları ile. Oraya geldiğimizde küçük bir yerdi kendi evimiz gibi gördük. Arkadaşım ile Fakülteden gelirken bir iki yıl çalışır sonra bırakırız dedik. Bir iki sene yeterli dedik. Çalıştıkça uzadı bu iş ve kopamadık. Yani inanın neredeyse Fakülteden kopma noktasına geldik. Mecbur kalsaydık kopacaktık. Fakat buradan kopamadık. Böyle bağlandık. Bazıları burayı zor görebilir ama biz gerçekten Fakülteden farklı görmedik. Fakülteden daha canlı gördük. İnsanların bazıları işe giderken bugün geçer mi der, biz burada hiçbir zaman negatif pozisyonda gelmiyorduk. Koşarak geliyorduk ve günlerin nasıl geçtiğini bilmiyorduk.

Ameliyatlara kalıyorduk, rahmetli Doktor Hanım’da anestezi için geliyordu. Bazen gece yarılarını buluyordu. Sağ olsunlar bizim taksi paramızı ve teknisyen paramızı da verirlerdi. Çok severek çalıştık o binada. 80 kişilik o grup kapıdaki personelinden tutun, hemşiresine müdürüne kadar herkes çok mutluydu. Gelirimiz de çok iyiydi onu da yalan söyleyemeyiz. Tüm personelin geliri çok iyiydi. Şöyle bir şey vardı biz şunu yaşadık Allah bin kere razı olsun, mekânları cennet olsun. Türkiye kriz dönemlerinden geçti. Bazı çok büyük dev hastaneler kapandı. Maaşları ödenmeyen insanlar oldu. Bizim burada hiçbir zaman maaşımız aksamadı vermesinler canları sağ olsun ama beş gün, on gün sonra verdiler daha fazla değil. Bu şekilde çocuklarımızı okuttuk, evimizi de aldık. Allah bin kere razı olsun. İnkâr edersek gözümüze durur ve para kazandık.

Bir bakıyoruz hastane boş oluyordu. Rahmetli Doktor Hanım bir zam yapardı, %20, %30 inanın ertesi gün hastanın yatacak yeri kalmazdı. Biz bunu on kere falan yaşadık. Katlarda yer kalmazdı paravan getirirdik oralar bile dolardı. Çok memnun kaldım ben bu hastaneden rahmetli Aysun Hanım ve Ahmet Bey annem babam gibiydi. Çekirdek ailede bile problemle oluyor, o zamanlar burada 80 kişi çalışıyorduk. Buna rağmen herkes çok mutluydu. Sinirli olabilirler bazen, Ahmet Bey’in yapısal bir siniri vardı. Ben özel yer çalıştıranlarda da gördüm. Onun da o disiplinin olması şarttı. Yani eğer onun o disiplini olmasaydı burada bu insanlar rahat çalışamazdı, çok laubali olurdu belki de hastane bu konumda olmazdı. Ahmet Bey’in yapısı öyleydi, siyasetçi bir insan, öyle bile olsa biz hiçbir zaman gönül koymadık. Biz zaten röntgende Ahmet Hocamı üç beş ayda görürdük. Onun da öyle olması gerekiyordu. Yoksa bu hastane dev bir komplekse dönüşemezdi. Bu kadar insana ekmek veriyorsanız, sert olmanız gerekiyordu. Anne baba kendisini çok yordu, Banu Hanım ve Nüket Hanım çok daha rahat yönetiyorlar A Blok açıldıktan sonra biz 80 kişiydik ve olduk 1000 kişi düşünün. Böyle büyük bir şey oldu. Evlere film çekmeye giderdik, kalkamayan hastalara, diz, kalça filmi çekerdik. Tabi zengin insanlar istiyordu eve falan. Evde hasta kahvesini içerken filmini çekiyorduk. Çok memnun oluyorlardı. Bizde memnun oluyorduk, karşılığını alıyorduk. 80 kişi çalışırken 300 kişi ekmek yiyordu buradan, şimdi 6000 kişi ekmek yiyor belki daha fazla. Allah razı olsun Doktor Hanım çok çalışkan biriydi. Yukarıda anjiyoda temizlik yapılıyordu. Kış günü sabahın 8’inde geldi ve inanın akşam saat 5’e kadar o da oralardaydı. Çok çalıştı ve bu büyük tesisi çocuklara, halkımıza, ülkemize kazandırdı. Gerçekten buradan para kazandım ekmek yedik, ikinci annem, babam.

Yukarıya bir röntgen cihazı gelmişti. Bizler radyolojinin hamallığını yaptık. El banyosu yapıyorduk, kurutuyorduk filmleri. Aradan birkaç yıl geçtikten sonra kurutma dolabı geldi. Daha sonra başka bir makine geldi filmi veriyoruz, kuru çıkartıyordu. Aradan birkaç yıl daha geçti. Siz geçiyorsunuz filmi çektiriyorsunuz, film doktorun ekranına yansıyordu. Hastane yenilikleri çok iyi takip etti ve kullandı. Bir masa gelmişti, atel telleri masayı çizebilir. Ben hemen hasta gelince altına örtü yayardım, masayı çizmesin diye. Bir ara bir personel geldi ben o arada izne çıkmıştım. Baktım ki masayı çizmiş. Yani kendi yerimiz gibi sahip çıktık. Benimle çalışan personel biraz sorunluydu, bir dönem ara verdim. Durumu anlatım. Doktor Hanım oğlum bu kapı sana her zaman açık dedi. Personelin biri işten çıkmış, diğeri de askere gitmiş tekrar beni çağırdılar. Tekrar başladım ve 15 yıl daha çalıştım. Buranın anıları çok büyük, hiçbir şekilde şikâyetimiz olmadı. Sinirini hak eden insanlara gösteriyordu. Bir kere kızdığını bilirim o da arabayı yanlış yere park etmişim aracı ile çıkamamış.

Aysun Hanım; nazik konuşurdu. İkisi de kızsa iş aksamazdı. Bir ya da iki kere vaka oldu. Hasta siroz olmuş hastaneden bilindi. Ama hastanenin hiç suçu yoktu. Sonradan kapandı tabi konu. Bu kurum güvenilir bir kurum. Hastalar paraları ile gelir ameliyat olur giderdi. Hiç de sorun yaşamadık. Çok başarılı bir insandı. Kafasına koyduğunu yapardı. Başardılar Doktor Hanım hem işini yapardı, hem hastaneyi yönetirdi. Bu iş olacak derse olurdu. Size yapamayacağınız işi vermezdi. Ekonomik olarak da burada çok iyiydik.

Elektrik teknisyeni bir arkadaş vardı, aynı zamanda Ahmet Hocamın evinde de çalışırdı. Hocam her sabah yürüyüşe çıkarmış ve onu da yanına alırmış. Fakat çok zayıf ve minyon yapıda biriydi. Ağabey her gün yürüyüşe çıkıyoruz, öleceğim ben orada, çok yürüyoruz derdi. Çok gülerdik.

Santralden arkadaşımız uyumuş Ahmet Hocam da aramış açan yok. Aysun Hocam da fark etmiş hemen arayıp haber vermiş geleceğini. Ahmet Hocam gelince santraldeki arkadaş camdan anlatıp kaçmış. Tabi siniri geçti sonra telefon çalıyor önemli olabilir yani. Affedici yönleri de çoktu.

Her Cuma günü camiye gidiyorum. Aileme, arkadaşlarıma, şehitlerimize, gazilerimize dua ediyorum. Bana ekmek veren insanlara da isimlerini söyleyerek dua ediyorum. Bir rüya gördüm Ahmet hocam sahilde şezlongda güneşleniyor, ben de oralardayım. Beni yanına çağırdı oturdum yanına onu iyi bir şekilde gördüm.