Doç. Dr. Murat Bayazıt Röportajı
Doç. Dr. Murat Bayazıt-Doktor
“Meslek hayatımın son 16 yılını iyi ki Güven’de geçirmişim”
Murat Bayazıt hekimlik hayatı boyunca hatırı sayılır başarılara imza attı. Damar cerrahisinde oldukça zorlu ameliyatların üstesinden gelen Bayazıt; Avrupa Damar Cerrahisi Derneğinin Türkiye’den ilk temsilcisi oldu. Cerrahi başarısıyla, bilimsel faaliyetleriyle ve eğitim seminerleriyle Güven’in gelişimine katkı sağlayan Doç. Dr. Murat Bayazıt’tan Güven’i dinledik.
1-Kendinizi tanıtabilir misiniz?
Ben, tıp fakültesi eğitimi de dahil olmak üzere tüm meslek hayatını Ankara’da geçirmiş bir hekimim. Hekimlik hayatıma, Ankara Üniversitesi Genel Cerrahi Bölümünde uzmanlık eğitimiyle başladım. Bu klinikte ilgi alanım özellikle damar cerrahisi oldu. Genel Cerrahi Uzmanı olduktan sonra Türkiye Yüksek İhtisas Hastanesi Kalp ve Damar Cerrahi Bölümünde yaklaşık 20 yıl, Damar Cerrahisinden Sorumlu Cerrah olarak görev yaptım. Mesleki olarak kendimi tanıtırsam, klasik anlamda veya batılı anlamda Damar Cerrahı olarak tarif edebilirim. Evliyim, bir kızım, iki torunum var. Sporla, balıkçılıkla ve bahçeyle ilgileniyorum. Ulusal Damar Cerrahi Derneğinde iki dönem başkanlık yaptım. Avrupa Damar Cerrahisi Derneğinin Türkiye’den ilk temsilcisi olarak çalıştım. Şu anda da mesleğime Güven Hastanesinde devam ediyorum.
2-Güven Sağlık Grubunda çalışmaya ne zaman ve nasıl başladınız?
2005 yılının Haziran ayında Yüksek İhtisas Hastanesinden kendi isteğimle emekli oldum. Özel muayenemde çalışıyordum. Güven Hastanesinde çalışmamı özellikle Aysun Hoca arzu etti. Ekim 2005’te Güven Hastanesi Damar Cerrahisi Bölümünü organize etmek ve çalışmak üzere Güven Hastanesinde başladım.
3-Güven Sağlık Grubunda çalıştığınız süre boyunca hangi görevlerde bulundunuz?
En başta mesleğimi yaptım. Yanımda çalışan birkaç meslektaşımın gelişimine katkıda bulundum. Bunu da söylemek istiyorum. Çünkü benim çalışmaya başladığım dönemde damar cerrahisinde eğitim almış, benimle çalışacak pek hekim arkadaşım yoktu. Onlara, eğitimlerinde destek verdim. Prof. Dr. Mehmet Emin Korkmaz ile Güven Hastanesi Bilim Komitesinin kurulmasını sağladık. Onun dışında da tabii ki günlük mesleki aktivitelerimi icra ettim. Elbette ki hastanenin gelişimine bilimsel faaliyetler dışında eğitimlerle de katkı sundum. Damar cerrahisiyle ilgili eğitim toplantılarında birkaç kez karotis arter hastalıkları, aort anevrizmaları konusunda hekim arkadaşlarıma ve dinleyici hastalara seminerler verdim.
4-Mesleğiniz ile ilgili bilgi verip, GSG’de unutamadığınız bir mesleki anınızı kısaca paylaşabilir misiniz
Bu zor bir soru… “Unutamadığınız mesleki anınız nedir?” sorusunu şöyle cevaplayabilirim. Güven Hastanesi Damar Cerrahisi Bölümü kurulduktan sonra damar cerrahisinin modern anlamda yapılabildiği büyük damar ameliyatları gerçekleştirdik. Mezenter arter revasküvazyonları, takayaşu bu ameliyatlara örnek gösterilebilir. Ayrıca aort anevrizmaları ve karotis arter cerrahisinde oldukça yoğun hasta potansiyelimiz oldu. Bu hasta potansiyelinin oluşmasında Güven Hastanesinde bağımsız bir Damar Cerrahisi Bölümünün yer almasının önemi büyüktür. Özellikle yoğun çalıştığımız dönemde hastanemizde Damar Cerrahı olarak görev yapan Doç. Dr. Lütfi Soylu’nun da damar cerrahi eğitimine oldukça katkıda bulunduğunu düşünüyorum.
5-Dr. Aysun Küçükel ve Dr. Ahmet Küçükel sizin için ne ifade ediyor? Dr. Aysun Küçükel ve Dr. Ahmet Küçükel ile olan bir anınızı kısaca anlatabilir misiniz?
Bu da zor bir soru… İkisini de kaybettiğimiz için çok üzgünüm. Aysun Hoca ile başlayabilirim. Aysun Hoca benim burada çalışmama öncü olan ve çok eski yıllardan beri tanıdığım bir ablamdı. Onunla çok güzel anılarımız oldu. En kötü anım, hasta olduğunu öğrendiğimde hastanede karşılaştığımız andır.
Ahmet Hoca ise mesleki olarak benim yolumdan geçmiş bir kişi. O da Genel Cerrah ama Almanya’da damar cerrahisi üzerine eğitim almış. Ahmet Hoca ile ben mesleki yönden tam anlamıyla kesişiyorduk. O açıdan beni çok severdi. Ben de onu çok severdim ve saygı duyardım. Ölümünden 10 gün önce beni odasına çağırmıştı. “Murat gel bi beni muayene et.” demişti. O zaman kendisinden birkaç tetkik istemiştim. “Benden tetkik isteme, ne söyleyeceksen onu söyle.” demişti. Benim için bu da kötü bir anı oldu. Bu olaydan 10 gün sonra kendisini kaybettik. Çok üzgünüm. Bunlar ikisiyle ilgili hiç unutamadığım anılar.
6-Güven Hastanesi sizin için ne ifade ediyor?
Tek kelime ile şunu söyleyebilirim. Hekime ve hastaya değer verilen bir yer. Çalışma ortamı gayet özgür. Mesleğinizi icra ederken –özellikle ben kendi açımdan değerlendiriyorum- burada ciddi anlamda hiçbir sıkıntıyla karşılaşmazsınız. Benim için Güven Hastanesi hekimliğin icra edilebileceği, gerek ameliyat öncesi gerek ameliyat sonrası bakım anlamında birçok artıları olan ve gerçekten de çok büyük ameliyatların yapılıp başarılı sonuçların alındığı bir merkez.
7-Güven Sağlık Grubunun başladığı nokta ile geldiği noktayı kıyasladığınız zaman neler söyleyebilirsiniz?
Güven Hastanesinde çalışmaya başladığımdaki şartlar günümüzde çok daha iyileşti. Özellikle benim bölümümle ilgili olarak altyapı çok gelişti. Tomografi, anjiyo grafiği, ameliyathanedeki görüntüleme sistemleri, nöro invaziv damar laboratuvarı, invaziv radyoloji ve daha nice bölümde, tıbbi cihazda çok iyi noktalara geldik. Yaklaşık 20 yıl içinde gelebileceğimiz en iyi noktaya geldiğimizi düşünüyorum.
Varsa eklemek istedikleriniz…
Ben 16 yıldır Güven Hastanesinde çalışıyorum. Burada iyi kötü özellikle hastalarımla ilgili bir sürü anım oldu. Son nokta olarak söyleyebilirim ki, meslek hayatımın son 16 yılını iyi ki Güven’de geçirmişim.