Prof. Dr. Murat Fırat Röportajı
Prof. Dr. Murat Fırat-Doktor 28.05.2021
“Tıp geliştiği sürece, Güven’de büyüyecek ve gelişecek”
Prof. Dr. Murat Fırat mesleğindeki yetkinliği ile kariyer yolculuğunu daima başarılarla taçlandırdı. Saygıyla anılan bir akademik kariyerden sonra yoluna Güven’de devam etmeye karar veren Fırat; Güven’in gelişimine katkı sağladı. 2011 yılından bu yana Güven’de olan Prof. Dr. Murat Fırat’tan Güven anılarını dinledik.
1-Kendinizi tanıtabilir misiniz?
Ben Dr. Murat Fırat. 1985 yılında Hacettepe Üniversitesinden mezun oldum. İhtisasımı Fransa’da Rene Descartes Üniversitesinde yaptım. 10 yıl Hacettepe Üniversitesinde öğretim üyeliği yaptım. 8 yıl kadar Tokat Gaziosmanpaşa Üniversitesinde Tıp Fakültesinde dekan olarak görev yaptım. Gaziosmanpaşa Üniversitesi Tıp Fakültesinde nörovasküleri kurup bu konuda çalıştım. 2011 yılından bu yana da Güven Hastanesinde çalışıyorum. Radyoloğum. 30 yıla yakın bir süredir girişimsel radyoloji ile uğraşıyorum.
2-Güven Sağlık Grubunda çalışmaya ne zaman ve nasıl başladınız?
2011 yılında çalışmaya başladım. Gaziosmanpaşa Üniversitesinden ayrılma sürecindeydim. Buradan bir teklif aldım ve 2011 yılının Eylül ayında Güven Hastanesinde çalışmaya başladım.
3-Güven Sağlık Grubunda çalıştığınız süre boyunca hangi görevlerde bulundunuz?
Benim konum, spesifik bir alan. Hep girişimsel radyoloji alanında özellikle vasküler girişimsel ve nörogirişimsel radyolojide çalıştım. Son iki buçuk yıldır da hasta haklarından sorumlu, başhekim yardımcısı olarak görev yapıyorum.
4-Mesleğiniz ile ilgili bilgi verip, GSG’de unutamadığınız bir mesleki anınızı kısaca paylaşabilir misiniz?
İlk nörovasküler hastamdan söz edebilirim. Burada başladıktan sonra anjiyografiler yapmaya başlamıştım. Bir akşam, oldukça genç bir hasta beyin kanaması ile başvurdu. Akşam saatlerinde gelip hastamızın, anevrizma embolizasyonunu yapmıştık. Bu hastanedeki geçmişim 10 yıllık. O hasta da ilk başladığım aylarda gelmişti. Şu an hayatta ve herhangi bir nörolojik kaybı yok 10. yılında ondan söz etmek istedim.
5-Dr. Aysun Küçükel ve Doç. Dr. Ahmet Küçükel sizin için ne ifade ediyor?
Burada çalışmaya başladığımda her ikisi de vefat etmişti. Dolayısıyla onlarla birlikte çalışmış değilim. Ancak 2003 yılında Hacettepe Üniversitesinden ayrılıp Gaziosmanpaşa Üniversitesine gittiğim dönemde Aysun Hanım ve Ahmet Bey ile bir görüşmemiz olmuştu. O tarihte ben, 4 buçuk yıllık doçenttim. Akademik kariyerimi de üniversitede tamamlayıp ondan sonra gelmem konusunda Aysun Hanım ile görüş birliği sağlamıştık. Aysun Hanım beni Tokat’ta çalışırken de arayıp burada yapılan iki bilimsel toplantıda konuşma yapmamı istemişti. Güven Hastanesinde konuşmacı olarak katıldığım bilimsel toplantılar ile buradaki hekim arkadaşlarımla tanışmıştım. Aysun Hanım ve Ahmet Bey ile olan anılarım bunlar.
6-Güven Hastanesi sizin için ne ifade ediyor?
Güven Hastanesinde çalışmamdan önceki dönemlerde hep üniversitede çalıştım. Güven Hastanesi çalıştığım ilk ve tek özel hastane. 10 yıldır buradayım. Benim gördüğüm Güven Hastanesi, diğer özel hastanelerden daha farklı bir hastane. Öncelikle geçmişiyle farklı. Çok köklü ve eski bir hastane. Burada hekimler arası ve çalışanlar arası ilişkiler pek çok yerde gördüğümüzden çok daha yakın. Çok daha dostça. Bu yönleri ile Güven Hastanesinde çalışmaktan çok memnunum.
7-Güven Sağlık Grubunun başladığı nokta ile geldiği noktayı kıyasladığınız zaman neler söyleyebilirsiniz?
Güven Hastanesinde çalışmaya başladığımda Ayrancı’daki A-B-C-D blokları vardı. Çayyolu’ndaki kampüs henüz açılmamıştı. Güven Çayyolu Sağlıklı Yaşam Kampüsü, çalıştığım süre içerisinde hizmet vermeye başladı. Ben başladığımda Radyoterapi Bölümü de yoktu. Radyoterapi kuruldu. Kısaca daha önce olmayan pek çok dal eklemlendi. Güven Hastanesi tıbbın her dalında, her ayrıntıda hizmet vermeye devam ediyor. Bu gelişimin sürekli devam edeceğini düşünüyorum. Tıp geliştiği sürece, Güven’de büyüyecek ve gelişecek.