Dr. Semih Baykara Röportajı
Dr.Semih Baykara Doktor-Yönetici
“Gönülden Akit Yaptığınız Kişilerle Her Yere Gidebilir, Her Savaşı Kazanabilirsiniz"
Nöbetçi hekimlikle başlayan ve genel müdürlüğe uzanan bir kariyer yolculuğu… Gönülden akit yapılmış çalışanların işbirliğiyle, küçük bir hastanenin sektörün lider markası konumuna gelişinin öyküsünü, kendi kariyer yolculuğundan yola çıkarak anlatan Güven Çayyolu Sağlıklı Yaşam Kampüsü Genel Müdürü Dr. Semih Baykara’dan dinledik. Baykara, sağlık hizmetleri yöneticiliği ile ilgili tüm bildiklerini özel sağlık sektörünün mimarı olarak tanımladığı Dr. Aysun Küçükel’den öğrendiğini söylüyor.
1-Kendinizi tanıtabilir misiniz? Güven Sağlık Grubunda çalışmaya nasıl ve ne zaman başladınız?
Ben Dr. Semih Baykara, Güven Çayyolu Sağlıklı Yaşam Kampüsü Genel Müdürü olarak görev yapıyorum. 1986 yılında tıp fakültesini bitirdikten sonra iki senelik mecburi hizmetimi tamamlayıp, Ankara’ya döndüm. O zamanki Numune Hastanesi Acil Servisinde çalışmaya başladım. 1989 yılının sonlarına doğru Numune Hastanesinde çalışırken, Güven Hastanesinde de hekim olarak çalışmaya başladım. O dönemde Güven Hastanesinde kadrolu tek hekim çalışır ve misafir doktorlara hizmet verirdi. Ayın yaklaşık yarısında nöbetçi doktor olarak hem yatan, hem de acil hastalara bakardım. Hekimlik görevim 1999 yılına kadar devam etti. 2004 yılı ise kariyerimde milattır diyebilirim. Çünkü o sene; Dr. Aysun Küçükel’in daveti üzerine 18 yıllık devlet memurluğundan ve hekimlikten istifa ederek, Güven Hastanesinde Kurumsal İlişkiler Müdürü olarak çalışmaya başladım.
2-Güven Sağlık Grubunda çalıştığınız süre boyunca hangi görevlerde bulundunuz?
1989-1999 yılları arasında doktor olarak, 2004-2007 yılları arasında ise Kurumsal İlişkiler Müdürü olarak çalıştım. 2009 yılında açılması planlanan Güven Üniversitesi ile ilgili çalışmaları yürütmek üzere, Yönetim Danışmanı olarak görev aldım. 2013 yılında ise, İdari Direktör olarak göreve başladım. 2019 Mart ayından itibaren de Güven Çayyolu Sağlıklı Yaşam Kampüsü Genel Müdürü olarak çalışmaktayım.
3-Mesleğiniz ile ilgili bilgi verip, Güven Sağlık Grubunda unutamadığınız bir mesleki anınızı kısaca paylaşabilir misiniz?
Şu anda yürütmekte olduğum sağlık idareciliği görevi aslında bir sürecin eseri. Birçok mesleki anım olsa da ben bu gelişim sürecini anlatmak isterim. Türkiye’de özel sağlık sektörünün gelişmesiyle, benim sağlık idarecisi olarak göreve başlamam aynı döneme denk geliyor. Bu noktada Güven Hastanesinde işe başladığım dönemde Türkiye’de günümüzdeki gibi bir özel sağlık sektörü olmadığına ve bu işin öncülerinden birinin Sayın Aysun Küçükel olduğuna dikkat çekmek isterim. O yıllarda Ankara’da iki tane özel hastane vardı ki bunlardan da ilk akla gelen Güven Hastanesiydi. Yapısı bugünkü yapısından çok farklıydı ve şartlar kısıtlıydı. Kadrolu hekim sayımız bir elin parmağını geçmezdi. Çünkü misafir hekimler kendi hastalarını kendileri takip ederdi.
2000’li yılların başında Sosyal Güvenlik Kurumunun özel sağlık kurumlarından da hizmet almaya başlamasıyla beraber; Güven Hastanesinin çizgisi de değişmeye başladı. Kadrolar ve yatak sayıları arttı. Yeni bloklar eklenerek hastanenin fiziki yapısı büyüdü. Dolayısıyla benim de mesleki gelişimim Türkiye’de özel sağlık sektörünün gelişimiyle paralel oldu. Nöbetçi hekim olarak başlayıp, sağlık işletmeciliğinin nasıl olması gerektiğini öğrendim. Tüm bunları sektörün mimarı diyebileceğim Aysun Küçükel’den öğrendim.
4- Dr. Aysun Küçükel ve Dr. Ahmet Küçükel sizin için ne ifade ediyor?
Bu aslında en önemli soru. Ben 18 yıllık bir devlet memuruyken aniden hekimliği bırakıp, devlet memurluğundan istifa etmeyi Aysun Hoca’nın tek bir cümlesiyle yapabildim. Çünkü Aysun Hoca çok verici, çok güvenilir ve bilge bir insandı. Ve ben tüm kariyer planımı onun bir cümlesi üzerine inşa ettim. Bugün hala ondan öğrendiklerimle yola devam ediyorum. Aysun Küçükel ve Ahmet Küçükel’in vefatları nedeniyle yaşanan o travmatik ve üzücü süreçleri birebir yaşadım. Aysun Hoca, o dönemdeki hekim ve yöneticiler olarak hepimiz için; bir patron, başhekim, genel müdür değil, bu ailenin annesi gibiydi. Çalışanlarının sorunlarıyla yakından ilgilenirdi. Onun olduğu süreç çok farklı bir süreçti. Güven Hastanesi şu andaki mevcut durumunu o dönemde ekilen tohumlara borçludur. Dolayısıyla Aysun Küçükel’in benim üzerimde çok büyük emeği ve etkisi vardır.
5- Dr. Aysun Küçükel ve Dr. Ahmet Küçükel olan bir anınızı kısaca anlatabilir misiniz?
Yüzlerce anı var tabii ama özellikle birini anlatmak isterim. Bir hekimin ameliyat sonrası geciken imzası nedeniyle, faturalandırma sürecini bitiremiyorduk. Bahsettiğim doktor, Aysun Hoca’nın çok sevdiği duayen bir profesördü. Aysun Hoca’ya sorundan bahsedince bu durumu düzeltebilecek başka bir hekimi aradı ve telefonda konuştuğu kişiye; “Bizim gönülden akit yaptığımız bazı hocalar var, bu hoca da onlardan biridir” diyerek konuşmasına devam etti. Bu cümle çok önemli bir cümleydi. “Gönülden akit” sözü gelişigüzel söylenmiş bir söz değildi. Beni çok etkilemişti. Bir süre sonra; “Acaba ben de bu gönülden akit yapılmış kişiler arasında mıyım?” diye sormaya başladım. Sonra anladım ki; Güven Hastanesinin içinde gönülden akit yapılmış yüzlerce insan vardı ve hastane bugüne bu sayede gelmişti. Ben de gönülden akit yapılmış bu kişiler arasında olduğumu düşünüyorum. Gönülden akit için herhangi bir yazılı sözleşmeye ihtiyaç yoktur. Bu kişilerle her yere gidebilir ve her savaşı kazanabilirsiniz.
6- Güven Hastanesi sizin için ne ifade ediyor?
Yaklaşık 30 sene çalıştığım Güven Hastanesi benim için çok şey ifade ediyor. Bu süre zarfında; içlerinde çok değerli hocalarımızın olduğu kayıplarımız da oldu, aramıza yeni katılanlar da. Benim çocuğum Güven Hastanesinde doğdu, abim burada vefat etti. Yani Güven Hastanesinin benim hayatıma, aileme her yönden dokunan bir yanı var. O nedenle burayı sadece bir işyeri olarak görmem mümkün değil. Güven Hastanesi benim için bir yuvadır.
7- Güven Sağlık Grubunun başladığı nokta ile geldiği noktayı kıyasladığınızda neler söyleyebilirsiniz?
Güven Hastanesi kuruluşunun ilk yıllarında küçük bir hastaneydi daha çok günümüzdeki tıp merkezlerine benzeyen bir yapıydı. Bugün ise yaklaşık 1500 çalışanı olan, gerek idari kadrosu, gerekse alanında uzman hekimleriyle üniversite hastaneleriyle kıyaslanacak bir yapıya ulaştı. Sağlık sektöründe lider tam teşekküllü bir hastaneye dönüştü. Kurulduğu günden bu yana sunduğu sağlık hizmetinin kalitesi ise bu süreçte hiç değişmedi. Milyonlarca hayata dokundu. Kiminin çocuğu burada doğdu, kiminin babası burada bypass oldu. Yaklaşık yarım asırlık bir süreçte, hasta memnuniyeti odaklı hizmet anlayışını kaliteyi bozmadan sürdürmeyi başarmak büyük bir başarıdır.
Güven Sağlık Grubunun belirlediği misyon ve vizyon ışığında “bir sağlık yuvası” olarak hizmet sunmaya uzun yıllar boyunca devam edeceğini düşünüyorum.