Odyoloji (İşitme - Denge) ve Konuşma Hakkında

Güven Tarihçe sitesinden
Gezinti kısmına atla Arama kısmına atla

Odyoloji (İşitme - Denge) ve Konuşma Hakkında

Odyoloji (İşitme - Denge) ve Konuşma Bölümü’nün ilgilendiği sağlık sorunları şu şekilde sıralanabilir:

İşitme Kayıpları

Baş Dönmesi (Vertigo)

Konuşma Bozuklukları

Ses Bozuklukları

İşitme Kayıpları

İletişimde en sık kullanılan araç olan konuşma, bebek ve çocuklar tarafından çevredeki konuşmaları dinleyerek öğrenilmektedir. Normal konuşma gelişimi ancak sağlıklı işitmeyle sağlanmaktadır. İşitme kayıpları ise bebek ve çocukların konuşmayı öğrenmesini engellemektedir. Bu kayıpların derecesi ilerledikçe konuşma üzerine olan olumsuz etkisi artmakta ve belli bir seviyeye ulaştığında konuşma kendiliğinden öğrenilemez hale gelmektedir.

Sözel iletişim kuramayan çocuğun bilgi alış verişi kısıtlı olmakta, yeterli uyarı alamadığı için zihinsel gelişimi ve yaratıcılığı olumsuz etkilenmektedir. İşitme engelli çocuk, duygu ve isteklerini ifade edemediği için hırçınlaşmakta, içine kapanmakta ve sosyal uyumsuzluk göstermektedir. Konuşma ve lisan gelişiminin normale yakın olarak seyretmesi için, işitme kaybı tanısının erken konulup işitme cihazı uygulamasına geç kalınmadan başlanması büyük önem taşımaktadır. Tedaviye erken dönemde başlamak çocuğun sosyal, duygusal, bilişsel ve akademik gelişimi üzerine olumlu etki edecektir.

Yaşlı bireylerde meydana gelen işitme kaybı ise sosyal uyumsuzluk algı eksikliği unutkanlık ve hatta demansa kadar uzanan bir dizi problemi doğurabilmektedir. Bu gruptaki hastalar şikayetlerini genellikle “duyuyorum ama anlamıyorum” şeklinde ifade eder.

İşitme cihazları, teknolojinin gelişmesi ile birlikte hem teknik özellik hem de estetik ve kullanım kolaylığı açısından çok ilerleme kaydetmiştir. Eski tip analog cihazların yerini daha doğal bir sese imkan tanıyan dijital cihazlar almıştır. Ayrıca, işitme kaybının derecesi ve tipine göre kulak içi ve kulak arkası işitme cihazlarının yanı sıra kafatasından kemik yolu ile işitmeyi sağlayan gözlük tip ve baş bandı ile kullanılan işitme cihazları da vardır. Bu cihazlardan fayda göremeyecek bir işitme kaybının varlığı halinde; cerrahi müdahale ile yerleştirilen halk arasında “biyonik kulak” olarak bilinen koklear implant cihazları kullanılmaktadır.

İşitme kaybı, bebek ve çocuklar ile ileri yaştaki bireyleri farklı biçimde etkilemekte, etkilenmenin şiddeti işitme kaybının derecesine paralel olarak artmaktadır. Bu nedenle işitme kaybı olan bireylerde en kısa zamanda düzeltici önlemler alınmalıdır.

Baş Dönmesi (Vertigo)

Denge, vestibüler sistem(iç kulak), görsel bilgiler ve somatosensör sistemden gelen bilgilerin merkezi sinir sistemi tarafından yorumlanması ve bunun sonucunda kas iskelet sistemine gerekli uyarıların gönderilmesiyle sağlanan kompleks bir mekanizmadır. Bu organizasyonun herhangi bir kısmındaki anormallik karşımıza baş dönmesi olarak çıkmaktadır. İç kulaktaki denge organımız dengenin sağlanmasından birincil sorumlu organdır. İç kulakta işitme organı ve denge organı yan yana bulunmaktadır. Bu nedenle çoğu zaman bu organlardan birini etkileyen bir hastalık diğerini de etkileyebilmektedir.

Vertigo, Latince kökenli bir kelime olup “dönmek” anlamına gelmektedir. Kısaca vücudun denge sistemlerinden yanlış uyaranlar gelmesi veya doğru uyaranların yanlış algılanmasıyla ortaya çıkan dengesizlik hali olarak tanımlanmaktadır. Bir hastalık değil bir hastalık belirtisidir. Dengenin sağlanmasında birinci dereceden sorumlu organ iç kulaktır. Bunun yanı sıra dengenin sağlanmasında gözler, eklem ve kaslar, beyin ve omurilik birbirleriyle bağlantılı ve uyumlu olarak çalışmaktadır. Bu organları etkileyen hastalıkların birçoğunda vertigo ortaya çıkmaktadır.

En sık görüleni BBPV denilen iç kulaktan kaynaklı pozisyona bağlı olarak ortaya çıkan vertigodur. Baş hareketleri ile ortaya çıkar şiddetli dairesel dönme ile kendini gösterir. Yatmak, yataktan kalkmak, öne eğilmek, yukarı bakmak ile ortaya çıkan bir baş dönmesidir. Halk arasında kristallerin dağılması olarak da adlandırılan bu tip vertigoların tedavisi ilaçtan daha çok dağılan kristalleri yerine getirmeye yardımcı bir takım manevralarla mümkün olmaktadır. Başta Kulak Burun Boğaz ve Nöroloji olmak üzere Göz, Dahiliye ve Kardiyoloji bölümlerini ilgilendiren diğer hastalıklar da vertigoya neden olabilmektedir. Yapılan tetkikler ve testler sonucunda ilgili branşlar tarafından tedavileri yapılmaktadır.

Konuşma Bozuklukları

Çocuklarda en sık görülen konuşma bozuklukları; kekemelik, artikülasyon bozukluğu ve gecikmiş konuşmadır. Kekemelik, bir akıcı konuşma bozukluğudur. Konuşma akışının veya ritminin kesintilerle ya da engellerle bozulmasıdır. Artikülasyon bozukluğu konuşma seslerinin; çıkartılış yeri, biçimi, hızı ve zamanlamasının hatalı üretimidir. Gecikmiş konuşma ise çocuğun konuşmasının kendi yaşından beklenenden geride olması veya yavaş gelişme göstermesidir. Konuşması gecikmiş çocukların yaşıtlarına göre kelime hazneleri yetersizdir. Cümle kurmada güçlük çekerler, isteklerini sözcüklerle anlatma yerine işaret, jest ve mimiklerle gösterirler. Ayrı kalmak ve kendi başlarına oynamak isterler. Kendilerini ifade edemediklerinden daha çabuk ağlama, bağırma, oyuncak atma ve dağıtma gibi hırçın hareketler gösterebilirler.

Tüm bu konuşma bozukluklarının zamanında tanımlanarak uygun eğitim ve terapiyle kısmen veya tamamen ortadan kaldırılması mümkündür.

Ses Bozuklukları

Nefes verirken ciğerlerden gırtlağa doğru hava akışı olur. Bu hava ses telleri arasından geçerken ses telleri kapatılırsa, teller titreşir ve ses üretilir. Normal ses, kişinin ses kalitesinin benzer yaş, cinsiyet, kültürel geçmiş ve coğrafik yerleşimdeki bireylere göre benzer ve iletişimine uygun sestir. Kişinin ses kalitesinin, benzer yaş, cinsiyet, kültürel geçmiş ve coğrafik yerleşimdeki bireylere göre farklılaşmaya başladığı durumlarda ses bozukluğu ortaya çıkar.

Ses bozukluğuna neden olan pek çok faktör bulunmaktadır. Yüksek sesle konuşmak, bağırmak, sık sık boğaz temizlemek gibi konuşma alışkanlıkları, gırtlağın alınması, tiroid ameliyati, entübasyon, kalp ameliyatı gibi tıbbi sebepler, solunum problemleri, hormonal sorunlar, mide sorunları, alerji gibi kronik hastalıklar, alkol ve sigara tüketimi gibi zararlı alışkanlıklar ya da nörolojik bozukluklar ses bozukluklarının en önemli nedenleridir.

Ses bozukluğu yaşayan kişilerin doktor kontrolünden geçmesi önem taşımaktadır. Ses bozukluklarının kalıcı hale gelmemesi için ses terapisine başlamak gerekebilir. Ses terapisi, hastalara ses sistemlerini kullanarak mümkün olan en iyi sesi nasıl üreteceklerini, zarardan ya da hastalıktan nasıl geri döneceklerini ve nasıl korunacaklarını öğretmeyi amaçlayan terapi şeklidir. Bunların yanı sıra; ses üretim fizyolojisinin dengesini teşvik eden, nefes koordinasyonuna yardım eden, ses üretimi ve ses tellerinin sağlığı için gerekli uygun perde, yükseklik ve ses kalitesini sağlamaya yönelik egzersizleri içeren bir programdır. Sese zarar verecek çevresel etkilerin ve davranışların azaltılması ya da yok edilmesi ile birlikte sesin sağlıklı kalması için gerekli kullanım ve bakımın sağlanması için rehabilitasyon programının bir parçası olarak koruyucu bir yaklaşımdır.

Doktorlarımız

Güven Hastanesi (Ankara - Çankaya)

Dr.Ody.Hasan Şahin