Ayşe Dilek Mocan

Güven Tarihçe sitesinden
Gezinti kısmına atla Arama kısmına atla
Ayşe Dilek Mocan
Ayşe Dilek Mocan

Ayşe Dilek Mocan 1956 yılında Ankara’da doğdu. Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Basın-Yayın Yüksekokulu’ndan mezun oldu. Eşinin müfettiş olması ve erken yaşta çocuk sahibi olması nedeniyle çalışma hayatına başlamadı. Eşinin işi dolayısıyla Almanya’da yaşayan Mocan, 1992 yılında Türkiye’ye döndü. Dönemin siyasi koşulları sebebiyle kamusal yayın yapan televizyon kanallarında çalışamadı. O dönemde Türkiye’de özel televizyonculuk ise henüz başlamamıştı.

Üç çocuk annesi Mocan, zamanının çoğunu çocuklarının bakımı ve eğitimiyle geçirmeye başladı. “Bu ülke beni okuttu. Bu günlerime gelmemde desteği çok oldu. Benim de bu ülke için bir şeyler yapmam lazım.” düşüncesiyle çeşitli sivil toplum örgütlerinde çalışmaya başladı ve Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği’nde aktif görev aldı. Almanya’daki arkadaş çevresiyle çocukların okuması için finans kaynağı bulma işini üstlendi.

Ekibiyle birlikte 100’ü aşın çocuğun okumasını sağlayan Mocan, şu anda da 26 çocuğun okumasına destek oluyor.

Ayşe Dilek Mocan, tüm Türkiye’yi ve dünyayı yasa boğan 1999 Gölcük Depremi’nde annesiyle birlikte altı yakınını kaybetti. Bu olay büyük travma yaşamasına neden oldu ve o dönemde psikolojik destek aldı. Yaşadığı travmayı aynı depremden etkilenen çocuklarla temas ederek atlatabileceği inancıyla depremdeki mağdur çocuklar için psikolojik destek ve giyim yardımı için çeşitli organizasyonlar planladı.

Mocan, 2004 yılından bu yana UYSAF’ta gönüllü olarak çalışmalarını sürdürmektedir.

Şu Anda Neler Yapıyor?

UYSAF tarafından düzenlenen organizasyonlarda aktif rol alıyor. Yaşlı bakımı ve sosyalleşmesi ile ilgili çeşitli projeler yürütüyor.

Onun İçin Yaşlılık

Yaşlılığın, insanın ruhunda hissedeceği bir şey olduğunu düşünüyor. Ruhunu genç hissettiğini ancak vücut anatomisinin yaş aldığını ifade ediyor. Yaşlılığı şu Kızılderili sözüyle açıklıyor: ‘’Ruh önden koşuyor, beden yetişemiyor’’.

Yaşantısında Desteğe İhtiyaç Duyması

Ev temizliği ve işleri için yardımcı aldığını, onun dışında hayatını desteğe ihtiyaç duymadan devam ettirdiğini belirtiyor.

Türkiye’de Yaşlı Olmak

Kültürümüzde yaşlı bireylere “çocuğuma baksın”, “köşesinde otursun” mantığıyla bakılıyor. Bu durumu eleştiren Mocan, yaşlılarımızı pasifize ettiğimizi belirtiyor ve yaşlı bireylere üretme şansının verilmesi gerektiği söylüyor.

Ülke Yönetiminden Beklentileri

Kaldırım yükseklikleri yaşlı bireylerin kullanım kolaylığı olacak şekilde dizayn edilmeli.

Gençlerin yaşlı bakımı ve yaşlılara saygı konusundaki farkındalığı artırılmalı. Devlete ait huzurevi sayılarının ve standartlarının yükseltilmeli.

Gençlere Yaşlılığa Hazırlıkla İlgili Tavsiye...

Gençlik dönemlerinde, yaşlılıklarına yatırım yapsınlar.

Hareketli olsunlar, sağlıklı beslensinler.

İnsani değerleri korusunlar.

Empati yapmayı hayatlarında hiç eksik etmesinler.

Pozitif düşünsünler.

Tecrübelerinden ders çıkarsınlar.


Ayşe Dilek Mocan

Ayşe Dilek Mocan was born in Ankara in 1956. She graduated from The School of Press and Broadcasting, Faculty of Political Science, Ankara University. Since her spouse was an inspector and she gave birth at young age, she did not work. Lived in Germany because of her spouse’s job, Mocan came back to Turkey in 1992. She could not work at public broadcasting corporations due to political events at that time. Commercial broadcasting had not been initiated yet at that period of time.

Being mom of three children, Ms. Mocan started spending time with her children to look after and raise them. Thinking that “This country educated and helped me to improve myself. So, I should do something for this country.”, She participated in various nongovernmental organizations and worked at the Association for Supporting Contemporary Life actively. She undertook to provide funding for educating children in Germany with the help of her friends.

Helped more than 100 children study with her team, Ms. Mocan is now supporting 26 children for their education.

Ayşe Dilek Mocan lost her mother and five relatives due to Gölcük earthquake in 1999, which deeply saddened people in Turkey and all around the world. This event caused a severe mental trauma and thus, She received PSYCHOLOGICAL support at that period of time.

In the belief that She could overcome the trauma by helping children affected with the same earthquake, She arranged various organizations to provide child survivors of the earthquake with PSYCHOLOGICAL support and clothes.

Ms. Mocan continues working as a volunteer at UYSAF since 2004.

What does She Do Now?

She is working actively for organizations arranged by UYSAF. She conducts various projects for elderly care and social activities for elderly.

Ageing for her

She thinks that one is young if his/her soul remains young. She states that She feels young, but her body is old. She describes ageing with an American Indian saying: “The soul runs faster than the body”.

Need for support in daily life activities

She states that She found someone only for house cleaning and housework and She can maintain her life without assistance.

Being old in Turkey

In our culture, elderly are considered as persons who look after grandchildren and stay inactive. Ms. Mocan complains of this issue and states that elderly are isolated from social activities; they should be given opportunities to make contribution to society.

Her expectations from Government

Sidewalks should be designed to provide comfortable spaces for older adults.

It is required to raise awareness on elderly care and respect for seniors. Number of public nursing homes should be increased and their standards should be improved.

Advices for young people to prepare to age well…

Invest in future while still young.

Be active and have healthy diet.

Conserve humanitarian values.

Always empathize with others.

Be positive.

Learn from mistakes.


Ortak Bir Sorun – İki Farklı Kültürel Perspektif Projesi Hikayeleri