Ephrem
Ephrem
Bir Zamanlar, Etiyopya’da Ephrem, Etiyopya’da büyüdü. Onu büyükanne ve büyükbabası büyüttü. İnsanların 60lı ve 70li yaşlarını zor gördüğü bir kıtada şu anda 80lerinde ve 90larında olan büyükanne ve büyükbabası tarafından yetiştirildiği için kendisini şanslı hissediyor. Etiyopya’da yaşlı insanlar bakımları için kendi çocuklarına ve torunlarına güveniyor; resmi yaşlı bakım sistemi pek gelişmiş değil. Ephrem gençken sokakta yaşayan çok sayıda yaşlı insan görmüştü. Şöyle düşünmüştü: ‘Kendi büyükannemin ve büyükbabamın böyle olmasını istemiyorum’. Bu yüzden büyükanne ve büyükbabası onun tıp fakültesine girmesine ilham oldular.
Tıp fakültesindeyken bir mülteci kampında hassas gruplar için gönüllü çalışmaya başladı. Burada ilk kez eğitimi süresince aldığı dersleri pratiğe döktü. Bakımın kitaplarından öğrendiğinden çok daha fazlası olduğunu fark etti. Sağlık hizmetinin bir takım işi olduğunu ve yalnızca okulda öğrendiği becerilerin hastaların hayatını kurtarmak için yeterli olmadığını öğrendi. İyi bir bakımı sağlayacak şey kendi tıbbi temelinin hemşirelerin ve diğer takım üyelerinin bilgi ve becerileri ile birleşmesiydi.
Bir bakış açısı şansı Mülteci kampında aşık olacağı Hollandalı bir kadınla tanıştı ve sonrasında onunla birlikte yaşamak üzere Hollanda’ya taşındı. Hollanda’da doktorluk kariyerine devam etmek istedi ama iki kıtanın sağlık sistemi çok farklı olduğundan birkaç yıl daha eğitim alması gerekti. Sonunda Leiden Üniversitesi Zindelik ve Yaşlılık programında yüksek lisans yapmaya karar verdi. Etiyopya’da yaşlı bakımı bir “lüks” olarak kabul ediliyor. Şu anda gelişmiş bir sağlık sisteminde yaşlanan bir popülasyonda yaşlanma ve yaşlı bakımı üzerine çalışma fırsatı edindi. İlk etapta Hollanda’daki sağlık sistemine hayran kaldı. Hastalara sağlanan özerklik, yüksek kalite, üst düzey uzmanlık, ama bir yandan da maliyetler… Kendi kendine düşündü: “Bu sürdürülebilir mi?”
“Bir bakımevinde gönüllü çalışmaya başladım. Şok olmuştum. Her şeyin böyle kurumsallaştırıldığını bilmiyordum. Birçok üzgün ve yalnız, terk edilmiş gibi duran insan gördüm…”
Aynı zamanda toplumda genel olarak yaşlıların rolünün kendi ülkesindekinden farklı olduğunu fark etti.
“Burada ailenin merkezi çocuklar. Etiyopya’da ise yaşlılar.”
Bir göçmen olarak yaşlanmak Hollanda’da bir göçmen olan Ephrem, Hollanda’da bir göçmen olarak yaşlanmanın bazıları için ne kadar zor olduğunu anladı. Bu insanların kendilerini ifade etmekte nasıl zorlandıklarını ve kendilerini nasıl soyutladıklarını gördü. Bu sebeple ‘Tale Talk’ı kurmaya karar verdi. Ephrem, Tale Talk ile göçmenlik temelinde birleşen insanları Hollanda’da ve kendi ülkelerinde edindikleri deneyimleri konuşmak üzere bir araya getiriyor. Yaşı daha ileri olan göçmenler için sosyal bağlantılar kurmak ve yetiştikleri toplumdan çok farklı işleyen bir toplumda kendi yaşantılarına bir anlam bulmak zordur. Tale Talk bunu biraz daha kolaylaştırmayı amaçlıyor. Sağlık hizmetleri sıklıkla tartışılan bir konu. Yaşlı göçmenler ona çoğunlukla bakıma ulaşmanın zor olduğunu anlatıyorlar. Genellikle bunun sebebi dil engeli. Kendilerini açıklamak için daha fazla zamana ihtiyaç duyduklarından gereksinimleri daha az anlaşılıyor ancak bunu programlamak için yeterli zaman yok.
“Pratisyen hekimimin bana ayıracak yeterli zamanı yok. Birkaç kelime söylüyorum, bana karşılık veriyor ve sonraki randevusuna geçiyor. Etiyopya’da hikayelere daha çok önem veriliyor. Burada ise hikayenin tamamını anlatmana izin vermiyorlar.”
Doğal olarak Ephrem mutlu yaşlanmanın kendisi için ne anlama geldiğini düşündü:
“Sağlıklı ve başarılı şekilde yaşlanmanın birçok bileşeni var. Ben, amacınızın fiziksel sağlığınızdan daha önemli olduğuna inanıyorum. Bunun yanı sıra bağlantı kurmanın hayatın en temel unsuru olduğuna inanıyorum. Bence mutlu yaşlanmak geleceği dört gözle beklemek demek.”
Ephrem Once, In Ethiopia Ephrem grew up in Ethiopia. He was raised by his grandparents. In a continent where the majority barely make it to their 60s and 70s, he considers himself lucky to be raised by his grandparents who are now in their 80s and 90s. In Ethiopia, older people rely on their children and grandchildren for care and the formal elderly care system is not well developed. When Ephrem was young, he saw a lot of elderly people living in the streets. He thought: ‘I don’t want my grandparents to become like that’. In this way, his grandparents inspired him to join medical school.
When in medical school he started working with vulnerable groups at a refugee camp. This was the first time he put the lessons from his education into practice. He realised that care was much more than what he had learned in books. He learned that healthcare service is teamwork and that just the skills he had learned during his studies alone wouldn’t save patients lives. It would be the interplay of his medical background together with the knowledge and skills of the nurses and other team members that would make the care good.
A change of perspective In the refugee camp, he met a Dutch girl who he fell in love with and a few years later, he moved to the Netherlands to live with her. He wanted to continue his career as a doctor in the Netherlands, but as the healthcare systems of the two countries are so different, this would require years of extra education. Finally, he decided to join a master’s program, Vitality and Ageing at Leiden University. In Ethiopia, elderly care is considered a “luxury”. Now, he had the opportunity to study ageing and elderly care in an ageing population with a well-developed healthcare system. At first, he was fascinated by the Dutch healthcare system. The autonomy patients had, the high quality, the ultra-specialisation, but also the costs..He thought to himself: “Is this sustainable?”
“I went volunteering in a nursing home. It was a shock. I didn't know that everything was institutionalised. I saw a lot of people sad and lonely, like they were being dumped…”
He also realised that the role elderly generally had in society was different from his home country.
“Here, children are at the centre of the family. In Ethiopia, it were the elders.”
Growing old as a migrant As a migrant in the Netherlands, Ephrem could understand how growing old as a migrant in the Netherlands could be difficult for some. He saw how these people had difficulties with expressing themselves and how they would isolate themselves. This is when he decided to start ‘Tale Talk’. Through Tale Talk, Ephrem brings elderly people with a migration background together to talk about their experiences in the Netherlands and in their home countries. It is difficult for older migrants to build up social contacts and give meaning to their lives in a society that functions very differently from the one they grew up in. Tale Talk aims to make that a little easier. Healthcare is often a topic of discussion. Elderly migrants tell him that they find it difficult to access care. Mostly because of a language barrier. Their needs are less understood as they require more time to explain themselves but there is no time scheduled for this.
“My general practitioner does not have enough time for me. I say a few things and he reacts and goes on to the next appointment. In Ethiopia, stories are given more importance. Here, they won’t allow you to tell the complete story.”
Not surprisingly, Ephrem has been thinking about what growing old happily means to himself:
“There are many components to ageing healthily and successfully. I believe your purpose is more important than your physical health. Next to that, I believe connection is the most fundamental element of life. I think growing old happily means looking forward to what is coming.”