Prof.Dr.Kamil Öge Röportajı
Prof.Dr.Kamil Öge-Doktor
“Güven Hastanesi ‘yuvam’dır”
Başarılarla dolu bir mesleki serüvene sahip Prof. Dr. Kamil Öge; meslek hayatının en zorlu ameliyatını, Güven Hastanesinin donanımı ve altyapısı sayesinde başarıyla gerçekleştirdi. Güven’in kendisi için bir yuva sıcaklığında olduğunu belirten Öge; bu hissiyatı daima taşıyacağını söylüyor. 2002 yılından 2013 yılına kadar Güven Hastanesinde Beyin Cerrahisi Uzmanı olarak çalışan Profesör Dr. Kamil Öge’den, Güven hatıralarını dinledik.
1.Kendinizi Tanıtabilir misiniz?
Dr. Kamil Öge. Ankara 1959 doğumluyum. Annem ve babam da doktor idi, Ankara Tıp 1953 mezunları, annem fizik tedavi, babam ise nörolog idi. Her ikisi de Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesinde çalıştılar ve oradan yaş haddinden emekli oldular. Tek çocuğum. İlk, orta ve lise hayatım TED Ankara Kolejinde geçti. 1977 yılında Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesine başladım ve 1983 yılında tıp doktoru olarak mezun oldum. Mecburi hizmetimi Elazığ ili Poyraz ve İzzetpaşa Sağlık Ocaklarında yaptım. 1985 yılında Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Beyin ve Sinir Cerrahisi Anabilim Dalına başladım, 1992 yılında Beyin Cerrahı olarak ihtisasımı tamamladım, aynı dönemde 8 ay Prof. Dr. Yücel Kanpolat ile ağrı cerrahisi ve fonksiyonel Nöroşirürji çalıştım, kadro açılmasını takiben Hacettepe Üniversitesi Nörolojik Bilimler ve Psikiyatri Enstitüsü’nde doktora eğitimine başladım, 1999 yılında PhD ünvanını ve 2000 yılında üniversite doçenti ünvanını aldım. 2002 yılında Ankara Güven Hastanesi Nöroşirürji Bölümünde işe başladım ve 2013 yılında Hacettepe Beyin Cerrahisi Anabilim Dalına dönene kadar Güven Hastanesi’nde çalıştım. Bu dönem içinde kalite koordinatörlüğü görevinde bulundum. 2013 yılında Hacettepe’den gelen davet üzerine Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroşirurji Anabilim Dalına geri döndüm, halen bölümümde profesör kadrosunda çalışmaktayım.
2.Güven Sağlık Grubunda çalışmaya nasıl ve ne zaman başladınız?
Güven öncesinde kısa bir süre Fatih Üniversitesi Nöroşirurji Anabilim Dalı Başkanlığı görevini sürdürdüm. Oranın bir şekilde hayat görüşüme ve yaşam tarzıma uygun olmadığını kısa sürede algıladım. Bu sırada Güven Hastanesinde Nöroşirurji kadrosunun boşalacağını duydum. Rahmetli Aysun Hoca’dan randevu alarak görüştüm ve iş başvurusunda bulundum. Kısa sürede kabul edildim ve rahmetli Prof. Dr. Hızır Alp hoca ile çalışmaya başladım.
3.Güven Sağlık Grubunda çalıştığınız süre boyunca hangi görevlerde bulundunuz?
Güven Sağlık Grubunda beyin cerrahisi uzmanlığı dışında kalite Koordinatörü olarak çalıştım, JCI akreditasyonu ve ISO sertifikalarını o dönemde hastanemize kazandıran ekipte rol aldım.
4.Güven Sağlık Grubunda unutamadığınız bir mesleki anınızı kısaca paylaşabilir misiniz?
Güven Hastanesine başladıktan sonra hastanede her çeşit beyin cerrahisi ameliyatını yaptım. Bir gün son derece düşkün, 14-15 yaşlarında bir çocuğu polikliniğimize getirdiler. Çocuğun nörolojik olarak ciddi kayıpları vardı. Daha önce başka merkezlerde incelenmiş, kanamış beyin sapı kavernomu tanısı almış lakin çok riskli bir operasyon denilerek öperek edilmemişti. Çocuğun ciddi motor değişimi vardı ve solunumu problemli idi. Aileyle uzun uzun konuştuktan sonra operasyona karar verdik ve ameliyata aldım. Ameliyatı Hızır Hoca da seyrediyordu. Pons arka yüzünden girerek kavernomu çıkarttım. Ameliyat sonuna kadar Hoca odada kaldı, çocuk uyanıp ekstübe edilince “73 yaşımda bana bunu da gösterdin ya deli herif” dedi. Çok mutlu olmuştu, çocuğun postoperatif dönemde kliniği çok düzeldi, yürüyerek taburcu oldu. Bu ameliyat ciddi altyapı gerektiren bir ameliyattır, olabilecek herhangi bir cerrahi komplikasyon ağır nörolojik defisitlere gebedir, çok sağlam bir anestezi ve yoğun bakım desteği gerekir. Bu ameliyatı Güven Hastanesine güvenerek yapmış olmam en önemli anımdır.
5.Dr. Aysun Küçükel ve Dr. Ahmet Küçükel sizin için ne ifade ediyor?
Dr. Aysun ve Ahmet Küçükellerin 11 yıl ekmeklerini yedim. Her ikisi de nur içinde yatsınlar, değişik tatları olan insanlardı. Aysun Hanım annemizdi, her derdimizi, her sevincimizi paylaşabileceğimiz, klasik patron formunun çok dışında bir insandı. Hastanedeki herkesi tanırdı, herkesin derdini problemini bilirdi. Ahmet Hoca çocuk kalpli “dev otorite” idi. Son söyleyeceğini başlangıçta söyleyerek işi bir anda bitirirdi. Kızardı, arkasını döner ve bir sonraki sefere hiçbir şey olmamış gibi ilişkinize devam ederdi.
6.Dr. Aysun Küçükel ve Dr. Ahmet Küçükel ile olan bir anınızı kısaca anlatabilir misiniz?
Aysun Hanım çok kanaatkar bir insandı. Bir gün çatı katındaki odasında çağırdı, zaman zaman orada oturur konuşurduk. Yemek saatiydi, yemek yiyelim dedi, personele çıkan yemek geldi. “Kamil evladım, ne kadar malın mülkün olsa da işte yiyebileceğini bu” dedi. Haklıydı. Yeni blokların inşaatı hızla devam ediyordu. Aysun Hanım bu hastaneden daha fazla insan ekmek yiyecek diye sevinç, heyecan ve gurur duyuyordu. Ahmet Bey, yukarıdaki maddede de bahsettiğim gibi hızla karar veren, kendi doğrularını söyleyen bir karakterdi. JCI ilk akreditasyon için komisyon geldi, Banu, Aylin ve ben çok heyecanlıyız. Yönetim kurulu başkanı olarak Ahmet Hoca açılış konuşması yapacak. Konuşmanın belirli bir formatı var ve söylenmesi gerekenler bir şablon halinde çıkarılmış, hasta güvenliği, standartlar vs. Bel kemiğini oluşturacak konuşmanın. Ahmet Hoca Aysun Hoca’nın masasına oturdu karşısında Banu ve ben oturuyoruz. “Hadi Baba başla” dedi Banu. Hoca “Sağlık bir sevgi işidir.” cümlesiyle başladı ve bu minval üzere konuşmaya devam etti. Ben korkuyorum, Banu cesur, bakıştık, Banu “Baba bak bu yazdıklarımı söyleyeceksin.” dedi. Ahmet Hoca yazıyı tekrar okudu, bekledi ve yine ilk minval üzerinde konuşmaya başladı. Banu yine sözünü kesti, yine istenen konuşmayı anlattı. Hoca sıkı bir kolaydan sonra, bitmiştir bu toplantı dedi. Zaten yarım saat sonra komisyon geldi, tanıştık ve Ahmet Hoca açılış konuşmasını yaptı, bize yaptığı konuşmanın aynısı. Bize JCI bunları ister dedikleri konuların hiçbiri yok. Bizim sesimiz soluğumuz kesildi. Denetim devam ediyor, vasküler cerrah Dr. Nino ile yakınlaştık, konuşuyoruz, “Ne güzel bir açılış konuşmasıydı o” dedi. Konuşmanın içtenliği, hastaya ve hasta sağlığına olan sevginin vurgulanması tüm komisyonu çok etkilemişti. İçimden “Eeee yılların politikacısı” diye geçirmedim değil. Her ikisi de Nur içinde yatsınlar
7.Güven Hastanesi sizin için ne ifade ediyor?
Güven Hastanesi “yuvam” dır. Orada edindiğim dostlarımla ilişkim, başka yerlerde edindiğim insanlarla olan ilişkilerimden her zaman çok daha sağlam, çok daha sıcak oldu. Her zaman oranın bir parçası olarak hissettim kendimi ve hissim değişmeden devam ediyor.
8.Güven Sağlık Grubunun başladığı nokta ile geldiği noktayı kıyasladığınızda neler söyleyebilirsiniz?
Güven Hastanesi Paris Caddesi’ndeki blokta hizmet verirken, dış hekimlere hasta bakım hizmeti veren o zaman için klasik özel hastanelerden biri olarak işe başlamış, Kardiyovasküler grup ve El Cerrahisinin, Güven Hastanesi içinde kadrolaşması ile değişik bir boyuta geçmiştir. Yeni bloğun yapılması ile kendi hekim kadrosunu oluşturmuş, fiziksel kapasite artıkça bölümler tesis edilmiştir. Güven Hastanesi hekim kalitesi olarak son derece yüksek bir kaliteye sahiptir. Hekimler, çok kaliteli destek ekip olmazsa kaliteli hizmet veremezler. Bu nedenle, ilk kuruluş döneminden beri gelen hemşire, hasta danışmanı, teknik ve bilgi işlem desteğinin kaliteli olması farkındalığı, kırk yılı aşkın tecrübe birikimi ile sektörde lider pozisyonunu elde etmiş ve yıllarca sürdürecektir.