Recep Cömert Röportajı
Recep Cömert - Biyomedikal
“Çalışanları Aysun Hanım’ı çok severdi”
Dr. Aysun Küçükel’e hala vefa borcu olduğunu söyleyen Recep Cömert; duygularını, düşüncelerini en özenli sözcüklerle dile getiriyor. Aysun Hanım’a olan vefasını, Güven ile bağını hiç koparmayarak daima bu ailenin bir parçası olduğunu hissettirerek gösteriyor. Sevgili Recep Cömert’ten, Güven’i ve Dr. Aysun Küçükel’i dinledik.
1-Kendinizi tanıtabilir misiniz?
Ben Recep Cömert. Biyomedikal mühendisiyim.
2-Güven Sağlık Grubunda çalışmaya nasıl başladınız?
Aysun Hanım ile Güven Hastanesinin Paris Sokak’taki ilk halinden beri tanışırız. Aralıklarla burada çalışan bir insanım. Güven Hastanesi, Sevgi Hastanesi ile birlikte yürütülmüş bir hastane. Sevgi Hastanesi kapanınca oradan buraya birçok doktor transfer edildi. Hastanenin projelendirilmesinde, Mimar Mehmet Altuntaş vardı. Planlanmasında Banu Hanım ve anneyle zaman zaman birlikte çalıştık. Bölüm doktorlarıyla da çalıştım. O günlerden bugünlere geldik. Amerika’ya gittiklerinde, emanetçi olarak biyomedikal ve teknik serviste danışmanlık yaptım. Hala gelir giderim. Bugünkü hastanede, bir nebze de olsa katkımın olduğunu düşünüyorum.
3-Dr. Aysun Küçükel ile bir anınızı paylaşabilir misiniz?
Azerbaycan dönüşümden sonra, “Sen hastasın.” dedi. Ben de “Yok yoğunum anne, seyahat ettik.” dememin üzerine Aysun Hoca’m, “Yok yok, sen hastasın.” dedi ve o sayede benim şeker hastalığımı teşhis etti.
Aysun Hanım, her insanın “anne” dediği; karşı taraftakini anlamaya çalışan, gayet duygulu, çok özverili ve şefkatli bir insandı. Ama o sakinliğin altındaki otoritesini, hiçbir zaman kaybetmedi. İnsanlara iş yaptırma yetisini hiç yıpratmadı. Kırmadan, üzmeden amacına ulaşarak çalışırdı. O nedenle de çalışanları, Aysun Hanım’ı çok severdi. Aysun Hanım, insanları kırmamaya gayret ederdi fakat çok küçük detayları bile fark ederdi. Ameliyathane hemşiresi tırnağını kesmemişse ya da ruj sürmüşse hemen fark ederdi ama oturup azarlamazdı. Düzeltmesi için, “Kızım ameliyata geliyorsun, eldiveni delme ihtimali var. Tırnaklarını kessen daha hoş olur.” gibi naif bir şekilde uyarırdı. Hiçbir zaman, “Bilmiyor musun? ” gibi tersleyerek karşısındaki mahcup edecek bir tavırla konuşmazdı. Naif bir insandı. İstediğini yaptırırdı fakat bunu; zorlayıcı bir tavırla, kırarak, döküp saçarak, insanları inciterek yapmazdı.
Çok enteresan birkaç olay dışında, hiç kimse, “Bana kızdı, bağırdı, azarladı…” diyemez, zannetmiyorum. Buradan ayrılan insanlar bile hakkında iyi konuşurlar. Ben aslında fiilen ayrılmış bir insanım fakat Güven ile bağımı hiç koparmadım.
4-Güven Sağlık Grubunun başladığı nokta ile geldiği noktayı kıyasladığınızda neler söyleyebilirsiniz?
Güven Hastanesi; mimarların, mekanik teknik alanında uzmanların ve çok fazla kurumun bir araya gelip gerçekleştirdiği bir projedir. Ben de Güven Hastanesi için elimden gelenin en iyisini yapmaya çalıştım. Güven Hastanesinin bütün felsefesini oturtan Aysun Hanım’dır. Sevgi Hastanesi, Hacettepe Hastanesi gibi birçok örnekten yola çıkarak, “Şöyle yapalım.” dediğimiz zaman; günün sonunda “Sen haklıymışsın Aysun Hanım” derdik. Nüket Hanım ve Banu Hanım ile de hala görüşürüz. Eski kadro beni bilir, yeniler tanımaz. Hala hepsiyle görüşürüz. Güven Sağlık Grubu, özel sağlık sektörünün öncü kuruluşlarından biri haline geldi. Başarıları daim olsun.
5-Dr. Aysun Küçükel sizin için ne ifade ediyor?
Aysun Hanım’a ilk teşhis konduğunda çok üzülmüştüm. Çok kıymetli bir insandı. Çok severdim, aklıma geldikçe duasını eksik etmem. Hala vefa borcum olduğuna inanırım. Aysun Hanım’ın, benim üzerimde hatırı büyüktür, sağ olsun. Hoş bir insandı. Merhametiyle, şefkatiyle, sohbetiyle, anneliğiyle…