Sibel Tongut Röportajı
Sibel Tongut-Hemşire
“Güven Hastanesini, içinde köklü bir çınar ağacının olduğu tarihi bir şifahane olarak görüyorum”
Hemşireliğin kutsal bir görev olduğunu daima hisseden ve hissettiren bir hemşire Sibel Tongut…
2006 yılından bu yana Güven ile ilerleyen Sevgili Sibel Tongut’tan Güven duygularını dinledik.
1-Kendinizi tanıtabilir misiniz?
6 çocuklu bir ailenin 5.çocuğu olarak 1980 yılında Ankara’da dünyaya geldim. Mesleğimi seçmemin en büyük nedeni babam ve annemdir.
2-Güven Sağlık Grubunda çalışmaya ne zaman ve nasıl başladınız?
Güven Hastanesi ile 2006 yılının Mayıs ayında tanıştım. Görkemli yapısı, çalışanların güler yüzü, kapı girişinde çok değerli olduğunuzu hissettiren danışmanları, kafamdaki hastane kavramının değişmesine neden oldu.
Benden 3-4 yıl önce Güven ailesine katılan ablam sayesinde mesleğimde en iyi şekilde gelişerek, mesleğimin inceliklerini öğrenerek ve uygulayarak bugünlere gelmemi sağlayan kocaman bir ailem oldu.
3-Güven Sağlık Grubunda çalıştığınız süre boyunca hangi görevlerde bulundunuz?
2006 yılında, poliklinikte radyoloji ekibine dahil oldum. Polikliniğin tüm alanlarında yer aldım.
4-Mesleğiniz ile ilgili bilgi verip, GSG’de unutamadığınız bir mesleki anınızı kısaca paylaşabilir misiniz?
Ebe-Hemşire olarak ayaktan tedavi birimi olan poliklinikte, ekip arkadaşlarım ile birlikte hastalarımıza hizmet verdim ve hala da çalışmaya devam etmekteyim. 2011 yılında Üroloji Polikliniğine gelen, görme ve işitme engelli hastamıza yapılacak olan işlem için eşinin yardımı ile çok zorlanarak işlem bilgisini verdim. Evime gittiğimde, “Bu hasta için ne yaparsam faydalı olurum?” diye düşündüm. Ertesi sabah, oğlumun görme engelli öğretmenine durumu anlattım. Ben işlem basamaklarını anlattım, öğretmenimiz de altınokta sisteminden oluşan Braille alfabesi ile işlem öncesi, sırası ve sonrasında yapılacakları yazdı. İşlem günü, hastamızı heyecanla karşıladım. İşlem basamakları yazılı olan kağıdı verdim. Elleri ile kabartılara dokunarak bir çırpıda okudu. Gözümü yüzünden ayırmadım. Hiç tepki vermeden okuması beni korkuttu. Karton kağıdın sonuna geldi, duraksadı ve gülümsedi. O an benim için unutulmazdı. Bu olay unutulmayacak bir anı olarak hafızama kazındı.
5-Dr. Aysun Küçükel ve Dr. Ahmet Küçükel sizin için ne ifade ediyor?
Dr. Aysun Küçükel’i bir anne, bir kadın, bir hoca, bir doktor, bir kardeş, bir emekçi; Dr. Ahmet Küçükel’i de bir baba, bir siyasetçi, bir abi, bir bilim insanı, üreten ve emek veren değerli bir büyüğüm olarak adlandırabilirim.
6-Dr. Aysun Küçükel ve Dr. Ahmet Küçükel ile olan bir anınızı kısaca anlatabilir misiniz?
2007 yılında bayramlaşırken Dr. Ahmet Küçükel’in elini önce ablam, birkaç saat sonra da ben poliklinikte elini öptüm. Bana, “İki saatte kilo mu aldın?” dedi. Ne demek istediğini ablamla bir araya geldiğimizde anladım. Bizi karıştırmıştı.
7-Güven Hastanesi sizin için ne ifade ediyor?
Güven Hastanesini, içinde köklü bir çınar ağacının olduğu tarihi bir şifahane olarak görüyorum. Yenilikleri, teknolojiyi, kanıta dayalı tıp uygulamalarını, genç nesil ile geçmişi harmanlayarak hasta hizmetlerinin en iyi şekilde verilmesi ve yürütülmesinde, çalışanlarına şifahane kültürünü nesilden nesile aktararak hizmet veren yer olarak görüyorum.
8-Güven Sağlık Grubunun başladığı nokta ile geldiği noktayı kıyasladığınız neler söyleyebilirsiniz?
Güven’i, nesilden nesile evrilerek aktarılan bir miras olarak değerlendiriyorum.
9-Varsa eklemek istedikleriniz…
Güven kültür ile büyümek, gelişmek ve yeni nesil meslektaşlarımıza bu kültürün geçmesinde köprü olmak beni çok gururlandırıyor. Oğlum, bu hastaneye başladığımda 5 yaşındaydı. Şimdi ise 22 yaşında. Kızım burada dünyaya geldi. “İlerde ne olacaksın?” sorusuna, “Annemin hastanesinde doktor olacağım.” diye cevaplaması, Güven Kültürü ile büyüyor olduğunun göstergesidir. Bana bu düşüncelerimi aktarma fırsatını verdiğiniz için teşekkür ederim.